Bazı insanlar vardır akılları hep olumsuzluğu
geliştirmeye ve büyütmeye çalışır. Çok eminim ki bundan sonsuz keyif alırlar.
Müzmin muhalif olmak hayat mottolarıdır. Herhangi bir konuda sohbet ederken
konunun ne zaman bu kadar umutsuz ve karamsar bir hale geldiğini anlamazsınız
bile…..
İş yerinde yeni bir proje çalışırken, planlama
için toplantı yaparken bir anda en olumsuz senaryoların kaosuna çekerler
herkesi…..
Rutin yapılması gereken işlerin bile programını
sabote etmek için ne kadar çok konuşur böyle ağızlar. Zerre-i miskal pozitif olmayı,
heyecan katmayı, enerji harcamayı günah sayarlar, “sakin bir şekilde”
yapılabilecek bir iş için bile sürekli yokuş yaparlar, kısa sürede
yapılabilecek bir işi yapmamak için öyle enerji harcarlar, çenelerini yorarlar
ki. Oysa sabotaj için harcanan bu enerjiyle planlanan iş zaten yapılabilir. Yetmez,
mevcut mevzuatta olmayan, hayali ve abartılı satır araları uydurarak sizin
beyninizi şişirmeye, yüksek vakumlu, siklon teknolojileriyle enerjinizi emmeye
çalışırlar……
“Olasılıklar üzerinden olumsuzluğu konuşmayalım, yaşadıklarımız üzerinden konuşalım lütfen” diye uyarınca da ne çok yaşanmışlıkları vardır şaşırır kalırsınız….
İnanamazsınız
bu kafayla bu kadar tecrübe yaşamış olabileceklerine ama uzatmak istemezsiniz
artık, bıkkınlıkla “tamam siz çıkabilirsiniz” dediğinizde ise “bizi
dışlıyorsunuz” kıyameti bekliyordur sizi…..
Bu model
insanları, 16. yüzyılda Montaigne ''Denemeler'' adlı kitabının
“Dırdırcılar” bölümünde (Sabahattin Eyüboğlu çevirisi); Mızmız,
dırdırcı insanları hiç sevmem, bu adamlar yaşamanın sevinçlerine yan çizer,
dertlere can atar, dertlerle kaynaşırlar. Sinekler gibi, cilalı pırıl pırıl
yerlerde tutunamaz, pürtüklü, pürüzlü yerlere abanır, oralarda rahat ederler (kitap
3, bölüm 5)** diye tanımlamış. Montaigne kitap 1, bölüm 25’de ise “Eğitimin
insanı bozmaması yetmez, daha iyiden yana değiştirmesi gerekir” demiş……
Ama
nafile insanın doğası bu demek ki, ne gelişen bilim, ne ilerleyen
teknoloji, huylu huyundan vaz geçmiyor. “Dırdırcılar” dır dır etmeye 21.
yüzyılda da tam gaz devam ediyorlar….
**Je hay un esprit hargneux et triste, qui
glisse par dessus les plaisirs de sa vie, et s'empoigne et paist aux malheurs.
Comme les mouches, qui ne peuvent tenir contre un corps bien poly, et bien lisse,
et s'attachent et reposent aux lieux scabreux et raboteux: Et comme les
vantouses, qui ne hument et appetent que le mauvais sang.