22 Ağustos 2016 Pazartesi

Hayalci Hayal Kuramıyor Artık…..

 
 
 
 
 

Çocukluğumdan beri canım sıkıldığında, üzüldüğümde, zorlandığım her durumda hayal kurarak “o andan uzaklaşır” kendimi iyi hissederdim…..
Hiçbir şey beni uzun süre üzemezdi, çünkü içinde bulunduğum durumun düzeleceğine inanırdım, kurduğum hayallerle her şeyin daha güzel olacağını umut ederdim….




 
 

 
Ders çalışmadığım zaman babam çok kızdığında, ders kitaplarından başka kitap okumama izin verilmediğinde, ortaokulda matematikten iki sınav üst üste zayıf aldığımda, annem istediğim kıyafeti almadığında, babam pantolon giymeme izin vermediğinde, okul gezisine gönderilmediğimde, annem ev işi yaparken benden küçük kardeşlerime göz kulak olmamı istediğinde, yaz tatillerinde her akşam evin bulaşıklarını yıkamak zorunda kaldığımda, babamla mutfak alışverişi için pazara gidip taşıyabileceğimden fazlasını taşımak zorunda kaldığımda, köyden dönerken anneannemin verdiği köy ürünlerini taşırken, kömürlükten odun kömür taşırken, çarşıdaki çeşmeden bidonla çene suyu taşırken (ne çok şey taşımışım),  üniversite sınavına çalışırken, 12 eylül öncesinde okulda (en basit örneği olarak, neden makyaj yapıyorsun diye sorgulandığımda) ve üniversitenin yurdunda (her gece korkudan kapıya dolap dayayıp uyuduğumda) baskılara maruz kaldığımda, üniversitede sık sık ve aniden çıkan öğrenci çatışmalarının ortasında biçare kalakaldığımda, 12 eylül sonrasında okulda ve üniversitenin yurdunda sürekli arama yapıldığında, yurdun müdürünün garip baskılarına maruz kaldığımda, mecburi hizmete gittiğimde, bir süre platonik aşık olduğumda, büyük oğlum ameliyat olduğunda, doğduğum şehirde yaşadığımız 17 ağustos depreminde, 15 yıl önce eşim işyerinde haksızlığa uğradığında,  2 yıl önce üst düzey görevimden istifa etmek zorunda bırakıldığımda mutsuzluğum kümülatif olarak artarken inancımın sabır ve şükrüyle “bu an geçecek, geçiyor, geçti” diye umutla hayaller kurarak bulunduğum durumdan uzaklaşmaya, kurtulmaya çalışırdım.
Bu nedenle bloğumun ismi hayalci ve arkadaşı……
 

 
 
 
 

Fakaaaat, 15 temmuzu bizzat Ankara Beştepe’de yaşadıktan sonra ve günlerdir pür dikkat dinlediğim televizyon haber ve yorumlarıyla hala şoktayım, bir türlü düzelemedim, kaskatı kaldım.

Hala kulaklarımda 15 temmuzda bütün gece tepemizde dolaşan F16 uçaklarının sesleri yankılanıyor, geceleri uykularım kaçıyor, sevinemiyorum, gülemiyorum,  en küçük bir motor sesiyle bile korkuyla zıplıyorum.

İnancımın sabır ve şükrüyle “bu an geçecek, geçiyor, geçti” diye umutla hayaller kurmaya çalışıyorum ama kuramıyorum…..