Uzun süredir rahmetli babamla ilgili yazmadığımı
fark ettim. Oysa kulağıma küpe sözleri,
genetik olarak bana geçmiş davranışlarıyla her zaman varlığını yanımda
hissediyorum…..
Daha önce birçok yazımda bahsettiğim gibi
kardeşlerimin ve benim eğitimimiz konusunda çocukluğumuzdan itibaren hedefler
koyup ufkumuzu açmış, üniversite mezunu ve meslek sahibi olmamız için çok emek
vermişti…..
Sadece bizi değil gördüğü her çocuğu ve genci
üniversite okumaya teşvik, ailelerini ise ikna ettiğine çok şahitliğim var….
Öğretme duygusu, bu kadar güçlü olan çok az
insan gördüm, çünkü o insanların özellikle kız çocuklarının ve kadınların
eğitim gördükleri zaman kimseye müdana etmeden kendi
ayakları üzerinde durabileceklerine inanıyordu. İnsanların bir meslek
sahibi olduklarında, öğrenmeyi başardıklarında ve üretebildikleri zaman
kendilerini değerli hissederek mutlu olacağını biliyordu. 85 yaşına kadar hep
okudu, öğrenmeye, öğretmeye devam etti ve bizim mesleğimizle ilgili okuyup okumadığımızı kontrol
etmeyi de hiiiiç ihmal etmedi…..
Rahmetli babacığım, öğretmenliği içselleştirerek
sevmesine rağmen, 36 yıl mesai yaptığı öğretmenlik mesleğinde çok yorulduğu
için olsa gerek biz çocuklarının öğretmenliği meslek olarak seçmemizi istemedi…..
Ancak ya babama
hayranlığımdan ya da genetiğimden olması nedeniyle eğitimci yanım o kadar ağır bastı ki tıp
okuduktan sonra sağlık eğitimi yüksek lisansı ve halk sağlığı doktorası yaptım. Çalıştığım kurumun bir çok hizmet içi eğitiminde her zaman gönüllü eğitimci olarak
derslere girdim ve pratik eğitimlerde görev aldım….
Arkadaşlarım benimle "sen iflah olmazsın, emekli olduğunda bile powerpoint sunum hazırlayıp yemek tarifleri, pratik ev işi ve sağlık bilgileri verirsin, blog yazılarını zorla okutursun" diye dalga geçiyorlar.....
Arkadaşlarım benimle "sen iflah olmazsın, emekli olduğunda bile powerpoint sunum hazırlayıp yemek tarifleri, pratik ev işi ve sağlık bilgileri verirsin, blog yazılarını zorla okutursun" diye dalga geçiyorlar.....
Bir Sümer atasözü olan “Mademki
biliyorsun, neden öğretmiyorsun. Boşa vakit geçirdin, neye yaradı” cümlesini
adeta babam söylemiş gibi hissediyor ve yaşıyorum…..
Mekanın
Cennet olsun babacığım……
Nur içinde yatsın babanız.Ne güzel eserler bırakmış arkasında. Yaptıkları,sözleri ne kadar da değerli.
YanıtlaSilKeşke babanız gibi insanlar daha çok olsalarmış. Öyle insanlarla dünya daha da güzelleşirdi. Rahmetle anıyorum.
YanıtlaSilNe kadar kıymetli bir babaymıs. Genlerden dolayı olan saygıyla birlikte karakterinin de getirmis olduğu itibarla sevdirmis kendini size. Cok severim böyle insanlarım mekani cennet olsun insallahhh
YanıtlaSilOh nihayet yorum açıldı, şurada kısa da olsa haberleşiyoruz. Babam yaşıyor ve akranlarının ya hasta olması ya da ölmüş olması her daim beni korkutuyor. Onların
YanıtlaSilhiç acı çekmemesini , hastalanmamalarını istiyorum. Ara ara onu anıp yazmak
bile insanı iyi hissettirir herhalde. zamanında ben de çok çatışmıştım
ama şimdi hey gidi gençlik işte diyorum. Babanızın da rahmet içinde
olmasını diliyorum
Öğretmen ve ağaç ürünlerinden belli olur. Ukrayna Atasözü
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin, bir babanın ardından böyle dolu cümleler sarfedebilmek ne kadar güzel. Onlardan bize geçen bir çok haslet var, yaşımız ilerledikçe daha net görebiliyoruz. Bizler yaşadıkça onlara nur yağsın.
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin babamız, her zaman erkek ne iş olsa yapar ama kız çocuklarının özellikle okuması gerektiğini söylerdi.Ve senin Tıp fakültesine gideceğini duyunca sabahın ilk saatlerinde 'kız çocuğu okumaya gönderilmez' diye gelen annemin dayısına karşı sağlam duruşunu hiç unutamam.
YanıtlaSil