Sadece kendimden sorumlu ve
zorunlu olduğum “okul yıllarının” ardından bolca sorumluluk içeren “çocuk da
yaparım kariyer de” süreci, gençliğin enerjisi, coşkusu ve hırsıyla adeta gözü
kapalı bir şekilde dört nala hızla geçtikten sonra şöyle ağız tadıyla, seve
isteye bir şeyler öğrenme yaşındayım artık…..
Mesleki kariyerime bir katkısı
olacağı hesabı yapmadan ALES, YDS, Yökdil gibi bilumum sınavlara giriyorum ve
bu yıl ikinci doktora programına başladım, bitirince kaç yaşımda olacağımı
hiiiiiç düşünmeden….
Ayrıca bitirmem de gerekmiyor
ki zaten…..
Benim için önemli olan,
heyecanlandıran ve keyif verenin “öğrenci olabilmek, yeni bir şeyleri araştırmak”
olduğunu keşfettim çünkü.
Çünkü hoşuma gidiyor öğrenci
sıralarında oturup benden daha çok bilgi sahibi kişilerle konuşup tartışmak.
Çünkü bildiklerimin üzerine
bir bilgi daha eklemek beni mutlu ediyor vs….
Çevremdekilerin “yine mi
sınav, yine mi ders, yine mi kurs” tepkisi karşısında kendimi sorgulamam mı
lazım diye bir an duraksadım, sonra bu soruyu bir de google’a sorayım bakayım
dedim, “sürekli öğrenme duygusuyla dolanmak” acaba ne menem bir şeymiş diye….
Bir kere
öğrenmenin yaşı yokmuş, Atalarımızın sözü!
Konfüçyus “Kişi her gün yeni eksiklerini bulup ortaya çıkarabiliyorsa ve her ay ustalaştığı konuları aklında tutabiliyorsa, onda öğrenme tutkusu vardır diyebiliriz,” Richard Bach “Kimse sizi öğrenmeye zorlamaz. Siz istediğinizde öğreneceksiniz,” Alfred Mercier “zevkle öğrendiğimizi, hiçbir zaman unutamayız,” George B. Shaw “deneyimden daha güçlü bir öğretmen yoktur; ama öğrenme isteği olmadıkça, deneyimden hiçbir şey öğrenilemez” demişler.
Bir Çin atasözü ise “öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerleyemediğiniz takdir de gerilersiniz,” diyor…….
Sevgili Peygamberimiz “ilim tahsil etmek kadın erkek her müslümana farzdır ve özlü bilgi müminin yitiğidir, onu nerede bulursa alır” diye buyurmuşlardır.
Milli Eğitim
Bakanlığımızın da “Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü” var, ismine
hayran olduğum….
Sonuç olarak “her
yaşta eğitilebilir” ve “öğrenen” olabiliriz…..
Yeni doktora programın keyifli, sevinçli geçsin:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, inşallah öyle olur.
SilBen de açıköğretimden Edebiyat bölümüne yazılmıştım geçen sene. Aksilikler yüzünden ve çok yoğun bir yıl geçirmem sebebiyle sınavlara giremedim ama öğrenci olmak bile yetiyor insana. İnsanın pasosu bile oluyor :)
YanıtlaSil