17 Ekim 2017 Salı

Teyze Kazağı

.
 
 


Benim ergenliğimde annem dahil onun yaş gurubu teyzelerde M. marka kazak takıntısı vardı. Özellikle “günlere” giderken M. marka kazak giymek bir statü simgesiydi.  
Renk renk birbirine benzer modelde kazaklarla “annemin gününde” kurumlu kurumlu oturduklarını hatırlıyorum.   
Hatta iyi hatırlıyorum, çünkü çaylar içilip çeşit çeşit pasta börekler yendikten sonra mutlaka bana tansiyonlarını ölçtürürlerdi ve itinayla kazaklarının kollarını sıyırırlardı….. 

Mecburi hizmet yıllarımda aynı iş yerinde beraber çalıştığımız yeni evli doktor arkadaşım Ela’da bilmem kaç tane M. marka kazağı olduğuyla övünürdü.....  
Ben o yıllarda bekar olduğum için henüz 23 yaşında ve İzmir’li bir kızın M. marka teyze kazağı giymesiyle dalga geçerdim….

İtiraf ediyorum, annem, annemin “gün” arkadaşı teyzeler ve doktor arkadaşım Ela’nın etkisiyle olsa gerek yıllar sonra 30’lu yaşlarımın sonlarına doğru benimde M. marka teyze kazağım olmuştu....

M. marka teyze kazağı son yıllarda eski statüsünü kaybetti sanırım, çevremdeki hiç kimsede göremiyorum, üstelik hepimiz teyze yaşına ermiş durumdayız. Artık teyzeler daha modern giyinip gençlerle yarışıyorlar…..
 
 
 

 
 
 

Sabah sabah nereden aklıma geldi “Ela ve M. marka teyze kazağı”…..

Bugün giymek için S. marka kazağımı ütülerken hatırladım bu kazak statüsünü ve ironik bir gülümseme kapladı yüzümü.
 
Artık akranım teyzeler S. marka kazak tercih ediyorlar. Daha modern model ve renklerde olan S. marka, sadece kazak değil bluz ve fularda satıyor üstelik.
 
Bazen S. markanın cep telefonundan mesaj atarak haber verdiği ucuzluk günlerinde mağazalarında iğne atsanız yere düşmeyecek kalabalıklar oluyor….

Ben bu markanın dokusunun yumuşaklığını ve iki isimli markasının baş harflerini minik parlak taşlarla kol veya etek ucuna işlemesini beğeniyorum.

Teyze kazağında marka ile statü tutkusu, kuşaklar boyu  devam ediyor anlaşılan….

 Bu da böyle nostaljik bir yazı oldu işte......

 

12 yorum:

  1. Hiç bir zaman markalı bir kazağım olmadı. Örgü kazaklara sahiptim. Artık bunaltıyor diye kazank da giyemiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler. Çok haklısınız kaloriferli ortamlarda kazak giyilmiyor artık. Bu yazı biraz nostalji, biraz ironi içerikli bir yazı oldu....

      Sil
  2. hihi çokoş bi yazı bu, bi ara bloguma koyarım, bloguma da hoşgeldiniiz, eskiymişsiniz de blogda ama hiç karşılaşmamışız alla alla. yanda arkadaş listenize de baktım. çok sağlam bir referans listesi, hepsi de arkadaşım, bikaçı hariç. yine de aramıza hoşgeldiniiz görüşürüüz :)

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler. Blogger'lığa sevgili Hayal Kahvem'in teşvik etmesiyle başladım. Sizler kadar tutkulu ve üretken değilim ama vakit buldukça severek yazıyorum. "Ne yazsam" ya da "bunu yazmalıyım" düşüncesi hep aklımda, notlar alıyorum, araştırıyorum ve yazıyorum.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayal kahvem. en eski arkadaşlarımdan blogda yaa. çok doludur ooo :) siz de tamam ama unutmayın da blogunuzuuu :)

      Sil
    2. hay canına sayın seyirciler, üzerimden muhabbet çevirmişler:)
      ne güzel:)

      Sil
  4. Gidiyorum; sana bir yığın hatıra bırakarak.

    Anmak mı? Anma, başkaları duymasın.

    Hatırlamak mı? Hatırlamayabilirsin.

    Unutmak mı? Unutamazsın.

    Özdemir Asaf

    YanıtlaSil
  5. Ne hoş bir yazı olmuş :)

    neyse, ben de beklerim bloguma! :)

    YanıtlaSil
  6. Kazak deyip geçmemek lazım geçen bir kazak beğendim ama çok güzeldi içime de sindi fiyatını görünce ağladım, alamadım, bir teyzem de yok ki bana örsün anacım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tembel prenses olmayı bırakıp kendin örgü örmeyi öğreneceksin sevgili Elif. Artık Google'da her şeyin tarifi var.....

      Sil
  7. penguenler çok şirin, yazı da çok hoş aşırı merak uyandırıyor :)

    YanıtlaSil

.