3 Haziran 2015 Çarşamba

Hekim Olmanın Efsanevi Onuru





 
Fransız hukukçu ve yazar La Bruyere, "İnsanların hayatı sevmeleri, fakat ölüme mahkum olmaları, doktorları daima hatırı sayılır kimseler yapacaktır" demiş, taaaa 17. yüzyılda....

Evet yüzyıllarca hekimler toplum içinde saygın ve özel insanlar olmuşlar…..

Çok değil benim çocukluğumda bile, doktorluk çok seçkin ve saygın bir meslekti, onlar bizim canımızı emanet ettiğimiz insanlardı, yağmur demez kar demez bizim derdimize derman olmak için koşar, bizim için uykusuz kalırlardı ve biz onlardan hem çekinirdik hem de onları çok severdik…..

Bu nedenle ve ailemin de teşvikiyle doktor olmayı seçtim. Tıp fakültesine girdiğim günden bugüne kadar geçen süre içerisinde daha iyi hekim olabilmek ve hata yapmamak için okudum, uğraştım, çalıştım, çalıştım, hala çalışıyorum……

Her hastama “ben veya yakınım olabilir” diye empatiyle yaklaşarak elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ettim, ediyorum…….  
Sadece ben böyle değilim şüphesiz, tüm hekim arkadaşlarımın da böyle düşündüğünden ve kendi sağlık koşulları elverdiğince böyle davrandığından kendim kadar eminim…..


En uzun süre (altı yıl + ömürboyu) eğitim alınan bu cefakar mesleği, bizlere çekici kılan nedir sizce?????
İnsanların sağlığını koruma, hastalıklarına çare olabilme ve acılarını dindirebilme duygusudur. Bu duygu anne olma duygusu gibidir ve  dünyada bu iki duygu kadar değerli başka bir duygu yoktur ………
Başka mesleklerin koşulları ne kadar zor ve ağır olursa olsun,  mensupları mesai saatlerinin veya yönetim tarafından yapılan ekstra görevlendirmelerin dışında normal insan olarak yaşarlar......

Aileleriyle vakit geçirirler,  yemek, ev temizliği, uyku, kişisel bakım gibi fizyolojik gereksinimlerini yerine getirir, sosyal hayatları, kültürel programları, hobileri filan olur…….

Oysa hekimler; öğle izini, mesai saati dışı, gece gündüz, haftasonu, bayram,  tatil,  denizde, uçakta, ailesinin özel gününde hatta kendisi hastayken bile her yerde, her zaman yani  "7/24" göreve hazırdır…..

 
 
 

Hatırlıyorum da yıllar yıllar önce (once upon a time, many years ago)  mecburi hizmet yaptığım şehirde, beraber çalıştığımız  hekim arkadaşlarımızla otobüs tutarak Kapadokya turu yapmıştık. Otobüste arkadaşımız olduğu için bizimle birlikte tura katılan,  …….  mesleği mensubu bir hanım da vardı.  Yolculuk sırasında sanırım trafik veya şoför ile ilgili bir sorun yaşamıştık,  bu …. hanımda otobüsten inerek  gelen görevli kişiyle  bir iki cümle konuşmuştu .....

İşe yarayıp yaramadığını bilmiyorum, olay çözümlenip yolculuğa devam ettiğimizde, bu hanımefendi “bana mesleğimi kullandırdınız” diye salya sümük ağlamaya başlamıştı. Bizim gibi hayatının her anında hizmet sunmayı normal bir durum olarak kabul eden bir otobüs dolusu hekim, bu kaprisi anlamakta zorlanmıştık, bu neyin kafasıydı, neyin mantığıydı…..

Kendisine daha sonra yaptığının anlamsız olduğunu söylemiştim, yolculuk sırasında o hastalansa ONUN İFADESİYLE “mesleğimizi kullandırmayacak mıydık”.  

"Aynı şey değil" demişti.

Ben hala merak ederim?
Aynı şey mi, değil mi???????????

 
 

 

 Diğer bir anım ise daha yeni, çok değil üç yıl kadar önce.....

Ramazan ayında, çok sıcak bir günde, görevli ve randevulu olarak gittiğimiz bir yetkili, öğle tatili oldu diye odasının kapısını kilitlemiş ve öğle tatili bitene kadar bizi kapısında bekletmişti…..

Karşısındaki kişiyi değersiz hissettiren böylesine kaba bir davranışı bir doktor yapar mı? Yapabilir mi?
İnanıyorum ki hiç bir doktor, sağlık çalışanı veya sağlık yöneticisi hizmet sunduğu kişiyi öğle tatili oldu, mesai bitti, sistem kapandı gibi bahanelerle kapıya koyup kapısını kilitlemez...... (Çok istisnai olarak benzer bir durum yaşandığında ise öncelikle meslekdaşları tarafından eleştirilir böyle davranış sahipleri.....)


Şehirlerarası otobüste bile yanımızda oturan kişiye hekim olduğumuzu söyleme gafletinde bulunmuşsak eğer, bize yol boyunca uyku haramdır artık.….

Gideceğimiz yere kadar onun, ailesinin, komşularının bütün sağlık geçmişini dinlemek zorunda kalırız, içimiz geçse bile dürterek uyandırılırız, üstelik hep hekimler kötüdür bu hikayelerde……
Bizim kafa dinlemeye asla ihtiyacımız olamaz, biz insan değil de, masal kahramanı efsanevi bir yaratığız sanki. Akrabalarımız, komşumuz, arkadaşımız, dostumuz hep ilgi bekler,  sömürdükçe sömürürler, üstelik onlara hizmet etmekten memnun, hep güler yüzlü ve coşkulu olmamız beklenir…......






 

Komşumuzun kapısını çalıp bir fincan şeker istemek için gösterdiğimiz kibar, nezaketli ve çekingen davranışı, "vakitsiz bir saatte kapıyı çalıp tansiyon ölçtürmek, enjeksiyon yaptırmak, iş yerimize gelmeden reçetesini yazdırmak, çocuğunun okuldan kaytardığı günler için geçmiş tarihli rapor istemek için" göstermeyen çokbilmiş ve buyurgan komşularım oldu benim.

Gün oldu uykudan uyandım, gün oldu çocuğuma yemek yedirmeyi bırakarak onlara yardımcı olmaya çalıştım…..

Lakin geçmişe rapor vermenin suç olduğunu veya istediği ilacı yazmamın tıbben uygun olmadığını söyleyince azarlandım, kendini beğenmişlikle suçlandım……

ANCAK…… Yıllardır sağlık sorunlarıyla kapımı aşındıran, gece gündüz olur olmaz her yerde telefonla arayıp sağlık sorunlarını mız mız anlatarak beynimi yiyen, tansiyonu çıksa evine çağıran, iş yerime gelip sıra beklemeden hizmet almak isteyen ve alan, başka bir kurumda veya hastanedeki muayenesi veya tetkiki için işimi bırakıp elinden tutup götürmemi bekleyen, “insanlık hali olur ya kendime ait bir sıkıntı nedeniyle” bi kerecik az ilgi göstersem binbir kapris yapan o insanlara; kırk yılın başı onların işiyle ilgili bir konuda  sadece ve sadece danışmak zorunda kaldığımda “bana mesleğimi kullandırdınız”  tadında bir fiyaka, bir hava, afra, tafra ile beni bin pişman ettiler…….

Sağolsunlar........
 
 
 


Allah aşkına, 7/24 başka hangi mesleğin mensubunu taciz etme hakkını kendimizde görebiliriz. Veya hangi meslek mensubu buna izin verir…….

Kuaföre, terziye, bankaya, vergi dairesine, çocuğumuzun okuluna gittiğimizde gösterdiğimiz nezaketi, canınızı emanet ettiğiniz hekimlere neden göstermiyorsunuz....

Meslek hayatı boyunca "bizim vergimizle buradasın" cümlesini duymayan hekim var mıdır veya bu cümleyi bu kadar sık duyan başka bir meslek gurubu var mıdır?

Son yıllarda  sağlık çalışanlarına özellikle doktorlara yönelik öfke ve şiddeti anlamakta güçlük çekiyorum…….

Sizin ve ailenizin hastalıklarına çare olabilmek için; bu kadar çok eğitim gören, sürekli okuyan, kendi hayatından ve ailesine göstereceği ilgiden fedakarlık eden, iyi niyetli, samimi,  sizin sağlığınız en büyük kaygısı olan ve bu stres altında akıl, emek, gayret harcayan, uykusuz kalan doktorlara ve sağlık çalışanlarına lütfen anlayışla yaklaşınız……

Artık "hatırlı kişi" filan olmaktan vaz geçtim,  lütfen  “BİZİM DE İNSAN OLDUĞUMUZU UNUTMAYINIZ” ve bizlere de herhangi bir kişiye gösterilmesi gereken saygı kadar saygı gösteriniz…….

Şehit olan meslekdaşlarıma Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum…….

 

10 yorum:

  1. Yüreğine sağlık ne güzel anlatmışsın. Fazlası var eksiği yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Jasmin,
      galiba "eksiği var, fazlası yok" diyecektiniz, çünkü yazacak daha çok şey var....

      Sil
    2. Yok , öyle demek istedim ama aynı şeyi söylemek istiyoruz.Yani karşılaştıklarımızın fazlası var...

      Sil
  2. Maalesef çok üzgünüz... Ülkemizde hiç bir meslek mensubuna hakettiği değer verilmiyor. Ya hakettiğinden fazla veriyorlar o değeri ya da eksik... Hiçbir değer olması gerektiği gibi değil. Doktorluk çok kutsal bir meslek. İnsan sağlığından değerli ne vardır ki şu hayatta? Ve mesleği insan sağlığını iyileştirmek olan kişilerin önünde ancak saygıyla eğilmek düşer herkese. Ben de mesleği uğruna canından olmuş tüm doktorlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilek hanım,
      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
      Her türlü şiddet olmasın hayatımızda, iyi iletişim içinde yaşasın herkes....
      Yazarken bile ütopik bir şey istiyormuşum hissine kapıldım....

      Sil
  3. SağIığı oIanın umudu, umudu oIanın her şeyi var demektir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağlık çalışanlarının şiddete uğramama, bu nedenle sağlıklarından ve yaşamlarından olmama konusunda umutları hakkında fikriniz nedir?

      Sil
  4. "Hey, doktor! Ruhumdaki kadim yırtık hâlâ yerinde mi? Karanlık ve içerlek bir cümbüş o, doktor! Dik onu doktor. Hey, ” der Birhan Keskin.

    Bu vesileyle; hem senin gibi tüm iyi niyetli doktorlara hem de şaire selam olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şair beklentisinde yanılıyor, doktorlar ruhun yırtıklarını dikemezler, hele kadim olanlarını nasıl diksinler..... Bu çok yüksek bir beklenti olmuyor mu? Galiba insanlar doktorların ilahi bir güçlerinin olmadığı bilmiyorlar......
      Lafı nereye bağlayacağım? Bu yüksek beklenti nedeniyle, insanlar kader ve ecelin sorumluluğunu doktorlara yüklemeye çalışıyorlar.....
      Halbuki doktorlarda "normal bir insan".......
      Çocuğa, kadına, sağlık çalışanlarına, herkese ve herşeye ŞİDDETE SON,,,,,

      Sil
    2. Bırak biz diğerleri inanalım siz doktorların ruhumuzun kadim yırtıklarını dikebilecek olma ihtimalinizi... yaradan'ın el hay adı sizlerde şekil buluyor. buna da inanmazsak vay halimize doktor:)

      Elbette şiddetin her türüne son.

      Sil

.