Fransız hukukçu ve yazar La Bruyere, "İnsanların hayatı sevmeleri,
fakat ölüme mahkum olmaları, doktorları daima hatırı
sayılır kimseler yapacaktır" demiş, taaaa 17.
yüzyılda....
Her hastama “ben veya yakınım
olabilir” diye empatiyle yaklaşarak elimden gelenin en iyisini yapmaya
gayret ettim, ediyorum…….
Sadece ben böyle değilim
şüphesiz, tüm hekim arkadaşlarımın da böyle düşündüğünden ve kendi sağlık
koşulları elverdiğince böyle davrandığından kendim kadar eminim…..En uzun süre (altı yıl + ömürboyu) eğitim alınan bu cefakar mesleği, bizlere çekici kılan nedir sizce?????
İnsanların sağlığını koruma,
hastalıklarına çare olabilme ve acılarını dindirebilme duygusudur. Bu
duygu anne olma duygusu gibidir ve dünyada bu iki duygu kadar
değerli başka bir duygu yoktur ………
Hatırlıyorum da yıllar yıllar önce (once upon a time, many years ago) mecburi hizmet yaptığım şehirde, beraber çalıştığımız hekim arkadaşlarımızla otobüs tutarak Kapadokya turu yapmıştık. Otobüste arkadaşımız olduğu için bizimle birlikte tura katılan, ……. mesleği mensubu bir hanım da vardı. Yolculuk sırasında sanırım trafik veya şoför ile ilgili bir sorun yaşamıştık, bu …. hanımda otobüsten inerek gelen görevli kişiyle bir iki cümle konuşmuştu .....
İşe yarayıp yaramadığını bilmiyorum, olay çözümlenip yolculuğa devam ettiğimizde, bu hanımefendi “bana mesleğimi kullandırdınız” diye salya sümük ağlamaya başlamıştı. Bizim gibi hayatının her anında hizmet sunmayı normal bir durum olarak kabul eden bir otobüs dolusu hekim, bu kaprisi anlamakta zorlanmıştık, bu neyin kafasıydı, neyin mantığıydı…..
Kendisine daha sonra yaptığının anlamsız olduğunu söylemiştim, yolculuk sırasında o hastalansa ONUN İFADESİYLE “mesleğimizi kullandırmayacak mıydık”.
"Aynı şey değil" demişti.
Ben hala merak ederim?
Aynı şey mi, değil mi???????????Diğer bir anım ise daha yeni, çok değil üç yıl kadar önce.....
Ramazan ayında, çok sıcak bir günde, görevli ve randevulu olarak gittiğimiz bir yetkili, öğle tatili oldu diye odasının kapısını kilitlemiş ve öğle tatili bitene kadar bizi kapısında bekletmişti…..
Karşısındaki kişiyi değersiz hissettiren böylesine kaba bir davranışı bir doktor yapar mı? Yapabilir mi?
İnanıyorum ki hiç bir doktor, sağlık çalışanı veya sağlık yöneticisi hizmet sunduğu kişiyi öğle tatili oldu, mesai bitti, sistem kapandı gibi bahanelerle kapıya koyup kapısını kilitlemez...... (Çok istisnai olarak benzer bir durum yaşandığında ise öncelikle meslekdaşları tarafından eleştirilir böyle davranış sahipleri.....)
Şehirlerarası otobüste bile yanımızda oturan kişiye hekim olduğumuzu söyleme gafletinde bulunmuşsak eğer, bize yol boyunca uyku haramdır artık.….
Gideceğimiz yere kadar onun, ailesinin, komşularının bütün sağlık geçmişini dinlemek zorunda kalırız, içimiz geçse bile dürterek uyandırılırız, üstelik hep hekimler kötüdür bu hikayelerde……
Bizim kafa dinlemeye asla ihtiyacımız olamaz, biz insan değil de, masal kahramanı efsanevi bir yaratığız sanki. Akrabalarımız, komşumuz, arkadaşımız, dostumuz hep ilgi bekler, sömürdükçe sömürürler, üstelik onlara hizmet etmekten memnun, hep güler yüzlü ve coşkulu olmamız beklenir…......
Komşumuzun kapısını çalıp bir fincan şeker istemek
için gösterdiğimiz kibar,
nezaketli ve çekingen davranışı, "vakitsiz bir saatte kapıyı
çalıp tansiyon ölçtürmek, enjeksiyon yaptırmak, iş yerimize gelmeden reçetesini
yazdırmak, çocuğunun okuldan kaytardığı günler için geçmiş tarihli rapor
istemek için" göstermeyen çokbilmiş ve buyurgan komşularım oldu benim.
Gün oldu uykudan uyandım, gün oldu çocuğuma yemek
yedirmeyi bırakarak onlara yardımcı olmaya çalıştım…..
ANCAK…… Yıllardır sağlık sorunlarıyla kapımı aşındıran, gece gündüz olur olmaz her yerde telefonla arayıp sağlık sorunlarını mız mız anlatarak beynimi yiyen, tansiyonu çıksa evine çağıran, iş yerime gelip sıra beklemeden hizmet almak isteyen ve alan, başka bir kurumda veya hastanedeki muayenesi veya tetkiki için işimi bırakıp elinden tutup götürmemi bekleyen, “insanlık hali olur ya kendime ait bir sıkıntı nedeniyle” bi kerecik az ilgi göstersem binbir kapris yapan o insanlara; kırk yılın başı onların işiyle ilgili bir konuda sadece ve sadece danışmak zorunda kaldığımda “bana mesleğimi kullandırdınız” tadında bir fiyaka, bir hava, afra, tafra ile beni bin pişman ettiler…….
Allah aşkına,
7/24 başka hangi mesleğin mensubunu taciz etme hakkını kendimizde görebiliriz.
Veya hangi meslek mensubu buna izin verir…….
Kuaföre,
terziye, bankaya, vergi dairesine, çocuğumuzun okuluna gittiğimizde
gösterdiğimiz nezaketi, canınızı emanet ettiğiniz hekimlere neden
göstermiyorsunuz....
Meslek
hayatı boyunca "bizim vergimizle buradasın" cümlesini duymayan
hekim var mıdır veya bu cümleyi bu kadar sık duyan başka bir meslek gurubu var
mıdır?
Son
yıllarda sağlık çalışanlarına özellikle doktorlara yönelik öfke ve
şiddeti anlamakta güçlük çekiyorum…….
Sizin ve
ailenizin hastalıklarına çare olabilmek için; bu kadar çok eğitim gören,
sürekli okuyan, kendi hayatından ve ailesine göstereceği ilgiden fedakarlık
eden, iyi niyetli, samimi, sizin sağlığınız en büyük kaygısı olan ve bu
stres altında akıl, emek, gayret harcayan, uykusuz kalan doktorlara ve sağlık
çalışanlarına lütfen anlayışla yaklaşınız……
Artık
"hatırlı kişi" filan olmaktan vaz geçtim, lütfen “BİZİM
DE İNSAN OLDUĞUMUZU UNUTMAYINIZ” ve bizlere de herhangi bir kişiye
gösterilmesi gereken saygı kadar saygı gösteriniz…….
Şehit
olan meslekdaşlarıma Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum…….
Yüreğine sağlık ne güzel anlatmışsın. Fazlası var eksiği yok.
YanıtlaSilSevgili Jasmin,
Silgaliba "eksiği var, fazlası yok" diyecektiniz, çünkü yazacak daha çok şey var....
Yok , öyle demek istedim ama aynı şeyi söylemek istiyoruz.Yani karşılaştıklarımızın fazlası var...
SilMaalesef çok üzgünüz... Ülkemizde hiç bir meslek mensubuna hakettiği değer verilmiyor. Ya hakettiğinden fazla veriyorlar o değeri ya da eksik... Hiçbir değer olması gerektiği gibi değil. Doktorluk çok kutsal bir meslek. İnsan sağlığından değerli ne vardır ki şu hayatta? Ve mesleği insan sağlığını iyileştirmek olan kişilerin önünde ancak saygıyla eğilmek düşer herkese. Ben de mesleği uğruna canından olmuş tüm doktorlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum...
YanıtlaSilDilek hanım,
SilDeğerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Her türlü şiddet olmasın hayatımızda, iyi iletişim içinde yaşasın herkes....
Yazarken bile ütopik bir şey istiyormuşum hissine kapıldım....
SağIığı oIanın umudu, umudu oIanın her şeyi var demektir
YanıtlaSilSağlık çalışanlarının şiddete uğramama, bu nedenle sağlıklarından ve yaşamlarından olmama konusunda umutları hakkında fikriniz nedir?
Sil"Hey, doktor! Ruhumdaki kadim yırtık hâlâ yerinde mi? Karanlık ve içerlek bir cümbüş o, doktor! Dik onu doktor. Hey, ” der Birhan Keskin.
YanıtlaSilBu vesileyle; hem senin gibi tüm iyi niyetli doktorlara hem de şaire selam olsun.
Şair beklentisinde yanılıyor, doktorlar ruhun yırtıklarını dikemezler, hele kadim olanlarını nasıl diksinler..... Bu çok yüksek bir beklenti olmuyor mu? Galiba insanlar doktorların ilahi bir güçlerinin olmadığı bilmiyorlar......
SilLafı nereye bağlayacağım? Bu yüksek beklenti nedeniyle, insanlar kader ve ecelin sorumluluğunu doktorlara yüklemeye çalışıyorlar.....
Halbuki doktorlarda "normal bir insan".......
Çocuğa, kadına, sağlık çalışanlarına, herkese ve herşeye ŞİDDETE SON,,,,,
Bırak biz diğerleri inanalım siz doktorların ruhumuzun kadim yırtıklarını dikebilecek olma ihtimalinizi... yaradan'ın el hay adı sizlerde şekil buluyor. buna da inanmazsak vay halimize doktor:)
SilElbette şiddetin her türüne son.