Ergenlik dönemimde okuduğum bir çok romanın baş kahramanı kadınların
hemen hepsinin sürekli kullandıkları bir parfümü olurdu. Ve o rüya kadınların,
gelip gittiği mekan, yürüyerek geçtiği yol veya dokunduğu eşya parfümüyle
attığı imzadan hemen anlaşılıverirdi……
Gençlik dönemimde ise “magazin dergilerinde” sahneye çıkarken bir şişe
parfüm boşaltan assolist haberleri vardı…..
Bu şehir efsaneleriyle geçen ergenliğim ve gençliğimde hep imzamın olacağı
bir parfümün hayaliyle yaşadım. Heyhat, öyle bir parfüm yokmuş benim için…..
Çünkü bir değil birçok parfüm var beğendiğim. Sanırım biraz maymun
iştahlıyım ya da kendimi ömrü boyunca bir tek parfüme mahkum etmeyecek kadar
yenilik meraklısıyım…….
Önceleri deodorant kullanımıyla başladı koku yolculuğum, daha sonra
deodorant gazlarının ozon tabakasına zarar verdiği haberleriyle deodoranttan
“çakma” parfümlere geçtim ve en sonunda gerçek parfümlerle tanıştım. Ancaaaak
kendime en uygun parfümü bulana kadar; “etkili ve havalı bulduğum birisi
kullandığı” için aldığım ama kişiliğime hiç mi hiç uymayan, beğenmediğim hatta
kokusunu hissedince midemin bulandığı parfümleri bile kullandım geçmişte……
Parfümler, tıpkı şarkılar gibi duygularımızı etkiliyor ve notalardan oluşuyor. Parfümörler, besteciler gibi çeşitli koku notalarından yeni parfümler keşfediyorlar.
Parfümün içeriğini oluşturan her tekil koku unsuruna nota deniyor, bu notalar parfüm kokusunun açılma ve etkileme aşamalarını belirliyor. Kokular üst, orta ve alt notalar şeklinde yayılıyor.
Üst “Tepe” Nota (Top Note): Parfümü kokladığımızda ilk algılanan duygu, çarpıcı rüzgar gibi. Bu uçucu etki 5-10 dakika sürüyor. Bu yüzden parfüm alırken hissettiğimiz ilk kokuya aldanarak karar vermememiz gerektiği uyarısını yapıyor parfümörler.
Turunçgiller (portakal, mandalina, greyfurt, limon, bergamut), Armut, siyah frenk üzümü.
Orta “Kalp” Nota (Heart Note): Üst notanın etkisinin geçmesiyle parfümün karakteristik özelliğini hissettiren “kalp notası” ortaya çıkıyor, kalıcılığı 5-30 dakika. “Kokunun tene yerleşmesi” olarak tanımlanıyor.
Genellikle çiçek kokuları, yasemin, gül çeşitleri, portakal çiçeği, zambak, menekşe, manolya, iris, orkide, frezya, hanımeli, leylak, sümbül, gardenya, osmanthus, ylang ylang gibi.
Alt “Dip” Nota (Base Note): Parfümün kalıcılığını ve gerçek kişiliğini belirleyen “dip nota” etkisi ise 6-8 saat sürebildiği gibi gün boyu da hissedilebiliyor.
Baharatlar (safran, tarçın, zencefil, karanfil, biber), vanilya, amber, tonka fasulyesi, paçuli, silhat, misk, çikolata, pralin ve sandal ağacı, vetiver, musk gibi odunsu tütsü kokuları.....
Klasik, çağdaş,
zamanla sınırlı kalmayan, romantik, zarif, seçkin, gizemli,
sofistike, çekici, doğal, canlı, dinamik, ferah, feminen, çekici,
enerjik, ışıltılı, baş döndürücü, büyüleyici, hipnotize edici, sihirli,
efsanevi, coşkulu, iyimser, içten, hayata aşık, cıvıl cıvıl, eşsiz, lüks,
sofistike gibi tanımları yapılan parfüm notalarını çiçeksi (floral),
oryantal, yeşil “taze” (fresh) ve odunsu (woody) başlıklarıyla
sınıflandırıyorlar.
Parfüm kokusu
kişiden kişiye, tenden tene değişebiliyor, vücudumuzun hormonal özellikleri,
beslenme tercihlerimiz ile parfümler karıştığında yayılan koku
farklılaşabiliyor.
Bilerek ya da
bilmeyerek beğendiğim, beni özel hissettiren her kokunun üst notasında
“siyah frenk üzümü ve armut”, orta notasında “yasemin”, dip notasında ise
“vanilya” mutlaka oluyor…..
Bir hekim olarak bir kaç tıbbi satır
eklemesem olmaz……
Koklama genellikle yeni bir kokunun dikkat çekmesi
halinde görülen yarı refleks bir yanıt. Kokunun algılanabilmesi için herhangi
bir cisimden çıkan koku moleküllerinin koku reseptörlerinden başlayıp koku
duyusu merkezine kadar götüren koku sinirimizin ismi ise Olfactorius.
Cinsiyetimiz, çocukluğumuzun geçtiği çevre,
yaşadığımız olaylar, deneyimlerimiz, geleneksel özelliklerimiz,
yaşımız olfaktör hedonimizi (koku alma hazzı) etkileyebiliyor ve olfaktör
keskinlik her insanda farklı, koku molekülleri konusunda eğitim almış
parfümörler beş binin üzerinde değişik çeşit koku molekülünü ayırt
edebiliyorlar.
Beş duyumuzdan biri olan koku alma duyumuz 24 saat
kesintisiz çalıştığı için gece yarısı pişen bir kurabiye kokusu ile uyanabiliyoruz…..
Linda Brown Buck ve Richard Axel, kokunun nasıl
tanınıp hatırlandığının ortaya çıkarılmasına yönelik olfaktor sistem
çalışmaları nedeniyle 2004 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülüne (Nobel
Prize in Physiology or Medicine) layık görülmüşler…..
İbn-i Sina’nın 11. yüzyılda damıtma yoluyla gülsuyunu
keşfinden sonra “damıtma” teknolojisi önemli bir şekilde batıdaki
gelişmeleri etkilemiş, 14. yüzyılda önce “Macar Suyu” daha sonra Fransa’da hoş
kokulu çiçeklerle yapılan üretimin zamanla sanayiye dönüşmesi ve 16. yüzyılda
cam sanatının ilerlemesi parfümün gelişme sürecini hızlandıran önemli köşe
taşları olmuş......
Günümüzde insanların giderek daha yakın mesafelerde
bulundukları çalışma ortamlarında iletişim içindeler.
Çevrelerindeki
insanları kötü kokularıyla rahatsız etmeme sorumluluğu ve kişisel bakımın alışkanlıktan öte “medeni bir
gereklilik” olması temiz ve ferahlatıcı bir parfüm kullanma ihtiyacını
artırmaya devam ediyor…….
Vedat Özan'ın Koku atölyesine üçer saatten iki hafta sonu gittim. Senin gitmene gerek yok ki, sen koku ilmini çoktan halletmişsin:)
YanıtlaSilMisk ve amber kokusunun hikayesini de biliyorsundur.
Koku uzmanı (parfümör) Vedat Ozan ile yapılan röportajlardan biliyorum “Kokular Kitabı” ve Taksim’deki koku atölyesini. Galiba Bilgi Üniversitesi’nde bu konuda ders veriyormuş. Daha öğrenecek çok şey var çoooook……
SilMisk ve amberin nasıl elde edildiklerini biliyorum, özellikle Avustralya'da yaşayanların sahilde buldukları balina kusmuğundan servet kazandı haberleri basında yer alıyor.
İki koku da güzel ve etkili ancak benim için oldukça ağır ve baskın kokular......
Sayenizde kokular hakkında bilgi sahibi oldum. Teşekkürler.
YanıtlaSilBundan sonra alacağım kokuların notalarına dikkat ederim artık.
Teşekkür benden Oduncu kardeş.......
SilYalnız değilsin ben de tek bir parfümüm olsun isteyenlerdenim ama keşfettiğim çok güzel parfümler var.Niye vazgeçelim değil mi?
YanıtlaSil