Çocukken diş ağrısından duvarları tekmelerdim sabahlara kadar. Dişim hep geceleri ağrırdı nedense, pamuklu kolonya koymaktan ağzımın içi haşlanırdı, ya ağrı hafiflerdi ya da ben bitkin düşüp sabaha karşı uykuya dalardım.
Çok şükür sağlıklı bir çocuktum ama sanırım dişlerimi fırçalama konusundaki özensizliğim ve şeker, gofret sevgisi beni tombiş yapmamıştı ama azı dişlerimi çürütmüştü. Hayatımda ilk defa doktor muayenehanesi olarak diş doktoruna gittim. Sanırım 10 yaşındaydım. Doktor amca oldukça babacandı, ama ben korkuyla oturduğum diş üniti koltuğunda gözümü sımsıkı kapatıp parmaklarımla da koltuğun kollarına yapışmıştım. Neyse ki doktor amca ağrıyan sağ alt çene azı dişlerimden birini fazla canımı acıtmadan çekmişti.
Daha sonra bir çok kez diş çektirmeye gittim ve her seferinde korku ve panikle "gözümü sımsıkı kapatıp parmaklarımla da koltuğun kollarına yapışma" pozisyonunda diş üniti koltuğunda kurbanlık koyun gibi durdum. Bir iki defa işlem sonrası ayağa kalktığımda tansiyonumun düşmesi nedeniyle sendeleyip yığılma hikayem de var......
2000'li yıllarla birlikte diş hekimliğinde yeni trend, kırık bir dişi bile tedavi ederek kurtarmak amaçlandığından bu seferde günlerce dolgu, kesi, köprü, protez gibi tedaviler için diş üniti koltuğuna uzandım. Artık diş hekimlerimin çoğu arkadaşımdı, yaptıkları telkin, sohbet ve espriler benim "gözümü sımsıkı kapatıp parmaklarımla da koltuğun kollarına yapışma" durumumu asla ve asla değiştiremedi.
Bütün bunları niye yazdım. Bir hekim olarak bunu yazmaya utanıyorum ama aylarca önce düşen sol üst çenemde bulunan protezi, diş hekimine gitme korkusundan japon yapıştıcı ile tekrar tekrar yapıştırıp idare etmeye çalıştım. Artık bu mümkün olmayınca bir süre protezi takmadan dolaştım. Ancak benim gibi güler yüzlü olmayı seven ve çevresini buna alıştıran birisinin dişsiz dolaşması arkadaşları tarafından yadırganınca tıpış tıpış yine o koltuğa yapışmaya gittim.
Bu sefer iyice dağılmış olan kökler çekilip implant yapılacaktı. Bir kaç gün sonrası için randevu verildi. Perşembe sabahı zaten normal diş ünitinden korkan beni alıp ameliyathaneye götürdüler. Ben yine panik ve korku içindeyim, kaçmak istiyorum......
Sağ olsun diş hekimi arkadaşlarım "bak operasyon bittiğinde bu kadar gerilmeni yadırgayacaksın, hiç canın acımayacak" diye beni sakinleştirmeye çalıştılar. Ellerine sağlık, çok teşekkür ediyorum gerçekten çok başarılı bir operasyon oldu, hiç canım acımadı (mı acaba?). Ama matkap, çekiç sesleri kulaklarımda çınlıyor ve koltuğun kollarına yapışmış parmaklarım hala ağrıyor.
Bende ki korku geçecek gibi değil, haftaya dikişleri aldırmaya gideceğim, bu daha basit bir işlem diye kriz yok, panik yok........
Valla bayılırım ben doktorlara:)
YanıtlaSilTıpış tıpış giderim. Karşıma illa bir film veya müzik videosu isterim.
Dişler önemlidir. Çünkü bilirsin acayip yerim:)
Ne diyeyim ben size. Bravo, harikasınız demekten başka. Benim ki çocukça bir korku ama yapacak bir şey yok....
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun.Dişçi koltuğundayken dişe odaklanmayıp başka bir şey düşünseniz acaba işe yarar mı?
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Başka şeyler düşünmeyi tabii ki denedim. Sevdiğim şeyleri düşündüğümde onlardan soğudum nerdeyse. Ancak iş yerinden beni sinirlendiren insanlarla kavga etme fikri daha zaman geçirici oluyor.......
YanıtlaSilSevgili Ankara Havası, gerçekten sevimsiz bir yerdir dişçi koltuğu. Ama güvendiğiniz bir diş hekiminiz varsa, rahatça uzanıp yatabilirsiniz o koltuğa. En güzeli ise, dişlerimizi düzenli fırçalayıp ağız bakımımızı yapmak ve sadece kontrol amaçlı gitmek doktorumuza. Sağlıklı dişlerle sağlıklı bir ömür diliyorum.
YanıtlaSilDişlerimi yıllardır düzenli fırçalıyorum.......
YanıtlaSilKim gider ki dişçisine güle oynaya..2 aydır bende kaçıyorum el mahkum o koltuğa sarılacam bir gün :)
YanıtlaSil