21 Nisan 2015 Salı

Gösterişli Kelimeler Kullanmak

 
 


Her geçen gün bilim, yazılım, sanat, edebiyat gibi farklı alanların konferansları, projeleri, kalite çalışmaları, çerçeve programları, görsel basın haberleri derken dilimize çeşitli konularda bir sürü yeni kelime giriyor.  Evet kaçış yok, her gün teknolojik, akademik olarak yeni bir şey icat ediliyorsa yanında yeni kelimelerde üretilebilir ve dünyadaki tüm diller bu yeni kelimeleri belli kurallar dahilinde kelime hazinelerine dahil ederler. Türkçemize de başka dillerden gelen bu yeni kelimeler ile tanışıp  zaman içinde dilimize yerleşmesine şahit olmaktayız.
Özellikle katıldığınız bazı toplantılarda sık kullanılan ama bilmediğiniz bir kelime olduğunda “anlamadığınızı belli eden boş gözlerle bakarsanız” anında cahil ilan edilebilirsiniz…….
Peki, her geçen gün bir yenisini duyduğumuz “yabancı kelimeler” konusunda nasıl bir yaklaşım içinde olmalıyız?
Hem güzel Türkçemizi konuşmak hem de teknolojik, akademik gelişmelere ayak uydurmak istiyorsak ne yapmalıyız?
Söylenişinde, yazılışında, vurgusunda, tonlamasında hatta bazen anlamında değişiklik olan yabancı kelimeler bize özgü kelimeler durumuna gelmişse, Türkçeleşmiş kelime sayılmalı mıdır?
Yani anneanne ile torunun birbirini anlıyor, anlaşıyor olması ve o kelimenin gazete köşe yazılarında, romanlarda, şiirlerde ve hikayelerde kullanılması Türkçeleşmiş kelime olma ölçütü müdür?
 
 




Edebiyat tarihçisi ve yazar Nihad Sami Banarlı, çeşitli başlıklarda makalelerinden derlenmiş "Türkçe'nin Sırları" adlı eserinde; Türkçemize sahip çıkılması konusunda bizleri uyarmaktadır. Çünkü dil, bizi biz yapan bütün unsurları bünyesinde barındırmaktadır.
Yazar, “dilimize girmiş yabancı kelimeler” başlıklı makalesinde, bir dilin doğuşunda, karakterinde, ananesinde ve dehasında başka dillerden derlenmiş kelimeleri millileştirme hayatı ve kudreti varsa artık o dili öz dil yapmaya kalkmak, dili kendi tabiatından ve dehasından uzaklaştırmaktır. Biz bu kelimeleri kendi kültürümüze mal etmişiz ve onlara çok farklı anlamlar yüklemişiz. Bu kelimeler bizim öz Türkçe kelimelerimiz kadar Türkçeleşmiştir demiştir. “Benim dünyam” başlıklı makalesinde ise, Türk halk zevkinin bir kelimeyi Türkçeleştirirken ona verdiği ahenk ve sihirli söyleyişe dikkat çekmiştir.
 
 

 

Katıldığım akademik, teknik ve ciddi toplantılarda etkili, havalı, hatta ezici olmak için özellikle İngilizce, Fransızca, Latince kelimeler kullanan birçok kişi biliyorum. Allah'tan akıllı telefonlar var, anlamını bilmediğim kelimeyi hemen arama motorlarından birine bakarak buluyorum.
Bazen aklımın/dilimin ucuna gelen ama bir türlü hatırlayamadığım, anlamlarını karıştırdığım son günlerin moda kelimelerinden bir kaç tanesini ve Türkçe anlamını Türk Dil Kurumu ve arama motorlarının sözlüklerinden destek alarak yazmak istiyorum…….

CEO (chief executive officer): Bir şirkette en üst düzey profesyonel yönetici. “Genel müdür”.

Destinasyon: Hedef, varılacak yer, gidilecek nokta. "Gidilecek yerler".

Sofistike: Karmaşık, gelişmiş, komplike/ görmüş geçirmiş, kültürlü, bilge, ince düşünceli/olumsuz anlamı ise yapmacık, içten olmayan tavır, davranış, duygu
14. yüzyıl latincesinde bir sıvının, kıvamını hile ile değiştirmek. Felsefedeki anlamı; yanıltıcı.  “Aşırı karmaşık ve incelikli”.

Sarkastik: Alaycı, iğneleyici, aşağılayıcı, rahatsız edici, hırçın, inceden inceye laf sokuşturma, müstehzi, kinayeli. “Şakayla karışık alay etme”.

Eklektik: "Eklemek-takmak ". Bir sisteme ait olan veya tek başına anlam ifade eden öğelerin birden fazlasını toparlayarak oluşturulan yeni sistem veya sistemler anlamına gelmektedir. Sanattaki farklı çağ ve üsluplardan seçilen öğelerin yeni bir ürün oluşturmak için ele alınması olgusunu ifade eder. Felsefi anlamda "her sistemin sunduğunun en iyisini almak". “Ondan biraz, bundan biraz, ortaya karışık”.
Fenomen: Hayranlık uyandıracak kadar dikkat çekici ve alışılagelenden farklı olan kişi,  nesne, süreç veya şey. “Görmezden gelinemeyen”.
  
Manifesto: Toplumsal bir hareketin duyurulması ve savların belirtilmesi üzerine kurulan, bir akımın, bir hareketin oluşunu bildiren yazılara manifesto ya da bildiri denmektedir. Havacılıkta bagaj verme işlemleri sonunda ortaya çıkan yolcu ve bagajların kayıtlı olduğu listedir.  “Ne yapıyoruz”.

Deklarasyon: Beyanat, bildirge, duyurma, ilan etme. “Tavrını ortaya koyma”.

Konfirme: Doğrulanmış, onaylanmış.

Paradigma: Bir olaya ya da duruma farklı bakış açısıyla bakabilme. Aynı olaya, kişilerin farklı tepki vermelerinin sebebi paradigmalarıdır. Önceden gelen birikim, tecrübeler ve şartlanmalar ile bir resmi, durumu görme tarzı,  görme şekli. Algı, yaklaşım, yargılama ölçütü. "Yapmış ama acaba niye yapmış". "Hiç bu şekilde düşünmemiştim denilen anlardır".
Aktüerya: Sigortacılığın matematiği ile uğraşan, ileriye yönelik projeksiyonlar yaparak sigorta risk ve primlerini hesaplayan ve raporlayan bilim dalı.
Kimin/neyin hangi koşullar altında, kaç paraya sigortalanacağının hesabını yapan bilim dalı. “Falınızı fallandıralım”.

 
 
 


Dilemma: İkilem, müşkül durum. “Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal durumu”.
İnovasyon: Yenilik, yenileme, yenileşme. Yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet), veya sürece yeni bir pazarlama yönteminin uygulanmasıdır. Bir şeye ek olan bir yeniliktir. "Yine, yeni yeniden".
 
Proaktif: Hayat üzerinde söz sahibi olma farkındalığı. Yapılan işi bir adım öteye götürmek için çözümler geliştirebilen ve bu yönde adım atmaktan çekinmeyen kişileri tanımlar. “Kriz yöneticisi”.
Argüman: Kanıt, delil, dayanak, tez, iddia, bağımsız değişken. "Ortaya atılan iddaa".

Rasyonel: Akla uygun, akıl yoluyla elde edilmiş ölçülü, hesaplı, tutarlı.  “Yapılan işin hikayesi”.

Spoiler: Bir kitabın, tiyatro oyununun veya filmin konusu veya detayları hakkında bilgi vererek, karşısındaki kişinin  düşüncelerini veya alacağı zevki etkileyen kişi. “Heyecan bozucu kişi”.





Sanki Türkçe eş anlamlısı, tam karşılığı yokmuş gibi kolayı varken zoru seçen ve bu kelimelerin çoğunu ısrarla kullanan bazı arkadaşlarıma sesleniyorum…….

Sorumlu olduğunuz esas konu hakkında böyle anlaşılmaz kelimeler kullanarak çevrenize çok biliyormuş izlenimi vermek, yeterli olmayan bilgi ve tecrübe açığınızı kapatmak, anlaşılmayan değerlidir yanılsamasıyla ben farklıyım mesajı vermek için bu yola başvurduğunuzu biliyorum........

Türkçe kelimeler kullanırsanız, söyledikleriniz veya söyleyemedikleriniz anlaşılarak size sorular yöneltildiğinde zor durumda kalmaktan korkuyorsunuz diye düşünülüyor hakkınızda…….

Benden söylemesi, gerisi size kalmış………
 


4 yorum:

  1. Oooh! İçim açıldı. Bahar gelmiş, çiçekler açmış.

    Bilmediğim ne çok kelime varmış.
    Dublörün Dilemması'nı okumuş muydun?
    Çok severim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hayal Kahvem, blog sayfasının biraz özel biraz güzel olmasını istedim. Beğendiğiniz için çok teşekkür ederim.
      Murat Menteş'in Dublörün Dilemması kitabını okumadım. Hadi bi spoiler'lık yap bana.........

      Sil
  2. Bence eksantrik olmaya çalışmak değil, dilde ağzına geleni herkesin anladığı şekilde kullanmaktır .Dilimizde eski yeni demeden ,aklına 'CEVAP' gelmesine rağmen düşünüp 'YANIT' demek iş değil.Ordinary ol ki lafın anlaşılsın, dinlensin. Entel olmalıyım derken sofistike olma

    YanıtlaSil
  3. Nalan hanım,
    bir cümlenin içinde ne çok yabancı kelime kullanmışsınız. Beni şaşırtıyorsunuz. Mahsustan mı yapıyorsunuz acaba?

    YanıtlaSil

.