Kitap
satın almak için dolaşırken “Her Piyon Potansiyel Bir Vezirdir” isimli kitap
dikkatimi çekti, yazarı satranç
ustası Bruce Pandolfini….
Bu başlık beni bir anda yıllar öncesine götürdü…..
Bir
arkadaşım vardı, o genç yaşında yükselme hırsı, sınıf atlama çabasıyla
kavrulurdu. Akranları gibi yaşının verdiği heyecana kapılmaz, anlık
kararlar almazdı, herhangi bir hareketi yapmadan önce enine boyuna iyice
düşünürdü.......
Eleştiren
olduğunda “ben satranç oynuyorum, attığım her adımda en az on hamle sonrasını
düşünüyorum, hedeflediğim yere ulaşmak için planlarımı yaptım ve hayatımı bu
şekilde yaşıyorum” derdi……
Satranç…..
İlkokul
4. sınıfta adını duyduğum, bir hevesle babama aldırdığım, ancak taşların
ve birkaç oyunun ismini bilmekten öteye gidemediğim, yarısı siyah, yarısı beyaz
renkli, toplam 64 kareden oluşan bir alan üzerinde, 16'sı beyaz, 16'sı da siyah
toplam 32 taş ile oynanan bir
zeka oyunu.
Hatırlarsınız
eminim..... Garry Kasparov, Anatoly Karpov gibi efsanevi dünya şampiyonlarının
günlerce süren inanılmaz karşılaşmalarını basından takip ederdik 90’lı yılların
başında…...
Oyunun
amacı rakip şahı mat etmek…..
Ama
nadiren de olsa oyunun berabere bittiği de olabiliyor…...
Bu düşüncelerle “Her Piyon Potansiyel Bir Vezirdir”
kitabını alıp hızla göz gezdirmeye başladım…..
Satranç kurallarından yola çıkarak, kariyer yapmanın
ipuçlarının anlatıldığı bu kitaptan çıkardığım sonuç; Sadece 1 puan olan
"Piyon" gibi küçük
bir rolle hayata başlayan birisinin bile doğru bir strateji ile bulunduğu
hattın son karesine vardığında “Piyon Terfisi” yapabileceği yani
9 puanlık "Vezir"
olabileceği hatta "Şah Mat" diyebileceği ….. (kale 5 puan, at ve
fil 3'er puan)
Bu
kitabı kariyerinin başındaki gençler mutlaka okumalı, ama daha önemlisi
satrançta öğrenmeliler…..
Arkadaşım mı
ne oldu…..
Ömrü boyunca
hep stratejik düşünerek, ileriyi görerek yaşadı, her zaman analizci
yaklaşımla planını sağlam yaparak yürümeyi tercih etti……
Başardı mı
peki?
Eeee herhalde…..
Satranç denince aklıma hep Stefan Zweig'in Satranç adlı incecik romanı gelir. Hararetle tavsiye ederim. Ayrıca yazarın hayatı da roman gibidir.
YanıtlaSilSevgili Hayal Kahvem,
Silgecenin bu saatinde o kitabı aklıma getirdin....
Evdeki kütüphanenin raflarında didik didik aradım kitabı, ama bulamadım. Şizofrenik, ürkütücü ve acı bir hikayeydi Dr.B'nin hikayesi.,,,,,
Mecburi hizmet yaptığım yıllarda çalıştığım yere gelip kitap satanlardan aldığım ve çoğunu okuduğum Güney Amerikalı yazarların kitaplarından oluşan bir seri kitaptan biriydi Stefan Zweig'in Satranç'ı......
Ama benim yazım yine bir Ankara klasiğini anlatıyor. Yıllardır çevremdeki farklı meslek gruplarından bir çok kişinin hikayesini yazdım aslında....
Özellikle bugünlerde yine tavan yapmış durumda.....
Taş kaybetmemek için çok oyun kaybedilmiştir
YanıtlaSilSatranç tahtasında yalan ve iki yüzlülük çok fazla yaşayamaz
İyi kalpli iseniz satranç oynayamazsınız
Bildiğin savaş ortamı işte, stratejik davranmanın kibarcası profesyonellik oluyor......
YanıtlaSilKitabın adı çok etkileyici. Bunu çocuklar üzerinde de çok düşünüyorum. Her çocuğun potansiyeli vardır. Hayat bir satranç tahtası ise yaşamlarına yapılacak doğru dokunuşlarla ilerleyebilirler. Ayrıca kendi çocuğunuz olması da şart değil.
YanıtlaSil