Huyumdan suyumdan mıdır, Karadenizli olmaktan dolayı genetik
bir özellik midir, yoksa hekim olarak kazandığım bir davranış biçimi midir
nedir bilemiyorum……
Bildim bileli bende bir duygulara önem verme, empatik davranma halleri vardır....
Çevremdeki insanların hatta bütün canlıların an itibarıyla duygularını yakalamaya çalışırım ....
Bazen empatinin dozunu artırıp sempati bile yaparım. Bir anda
"destek, anlayış, merhamet" gibi duygularım ayaklanıverir,
karşımdakinin sıkıntılı bakışları içime işlerse o kişiyi alır bağrıma
basıveririm.....Bildim bileli bende bir duygulara önem verme, empatik davranma halleri vardır....
Çevremdeki insanların hatta bütün canlıların an itibarıyla duygularını yakalamaya çalışırım ....
Canlı, heyecanlıyımdır genellikle.....
Benim sevincim, huzurum, sıkıntım, kırgınlığım, kızgınlığım
yüzümden belli olur hemencecik.....
Önce bu hallerimi pek
severdim. İletişim derslerinde “empatik yaklaşım” tavsiye edilir ya benim
sonradan değil doğal halim bu diye övünürdüm hatta....
Gel zaman git zaman, bunun her daim iyi bir şey olmadığını
öğrendim tecrübe ile....
Özellikle ciddi iş toplantılarında bulunma sıklığım arttıkça duygusuz “mekanik” bir duruşun daha güvenli ve rahat olduğunu fark ettim ve bende evrildim maalesef....
Özellikle ciddi iş toplantılarında bulunma sıklığım arttıkça duygusuz “mekanik” bir duruşun daha güvenli ve rahat olduğunu fark ettim ve bende evrildim maalesef....
Toplantıların olmazsa olmaz kuralıdır; siz bir şeyi severek, isteyerek savunursanız eğer başarılı olmanızdan
korkanlar (mutlaka vardır hiç merak etmeyin) hemen olası olumsuzlukları
sıralayarak yokuş yaparlar, aksini savunurlar, enerjinizi emiş gücü yüksek
multi siklon teknolojisi ile yok etmeye çalışırlar. Sonuç olarak coşkunuz kaçar hele bir de suratınızı
sarkıtırsanız oooooh tam onların istediği olmuştur.....
Ardından durumu toparlamak için sesinizi yükseltirseniz ajite olduğunuzu ya da
sesinizi titretip yenik düştüğünüzü gösterirseniz gelsin Sezen Aksu'nun
"seni yerler yerler” şarkısı......
Bu gibi deneyimlerden ötürü, zamanla öğrendiğim ve giderek
geliştirdiğim "duyguları belli etmeyen bir maske takma alışkanlığı"
toplantıyı hasarsız veya minimum hasarlı geçirmek için bire bir faydalı bir
yöntem oldu benim için.......
Kasıtlı olarak pasif agresif davranışlar sergilense bile
durumu kişiselleştirmeden, üzerime alınmadan, benim hak ettiğim, sebep olduğum,
sorumlu olduğum bir durum değil diye düşünerek hoooop maskemi takıyorum. Ne
güler yüz, ne sempati, ne empati, ne aşırı kibarlık, ne ajitasyon, ne
telaş........Ezik, kibirli, agresif veya savunmada olmadan öylece sakin, serin, kayıtsızca durabiliyorum. Sıfır duygu, donuk bakışlar, son günlerin moda tabiriyle "gayet cool bir kayıtsızlık hali" içinde ve mimiksiz bir yüzle robotik fabrika ayarına geçiyorum hemen....
Oooooh bi rahat, bi huzurla o süreci atlatıyorum ki, hiç gerilmeden....
Ruh sağlığınızı korumak için doktor tavsiyesi.....
Bana aldanmayın!
YanıtlaSilYüzüm bir maskedir,
Sizi aldatmasın.
Binlerce maskem var,
Çıkarmaya korktuğum
Ve
Hiç biri ben değilim...
Olmadığımı göstermek
İkinci doğam oldu.
Her şey dışta düzgün ve cilalı,
Hiç yıpranmayan,her zaman saklayan
O maske!...
Altta ne güven, ne de rahatlık...
Altta,
Karışıklık, korku ve yalnızlık içinde bocalayan
Gerçek ben!...
Ama saklarım bu gerçeği savunuculukla...
Kimsenin bilmesini istemem...
İşte,
Maskelerimi onun için takarım...
Onun için, arkalarına saklanacak,
Maskeler yaratırım...
Onlar
Gösterişte kullanabileceğim
Parlatılmış yüzlerim,
Beni korur bakan gözlerden.
Beni olduğum gibi kabul edecek,
Sevecek,
Bakışlar bulamazsam,
Solacak kuruyacak gerçek ben...
Bana sen değerlisin diyecek,
'Maskesizken' daha bir insansın
Daha yakın, daha bir dostsun
Diyecek bir bakışa
Beni gören bir bakışa
Muhtacım...
Kim olduğumu merak ediyor musun?
Hiç merak etme...
Ben çevrendeki
Her erkek her kadınım...
Maske takan her insanım.
CHARLES C.FINN (Çeviren: Doğan Cüceloğlu)
Gerçekten çok güzel bir şiirmiş.....
SilBeni olduğum gibi kabul edecek
SilSevecek bakışlar bulamazsam
Solacak kuruyacak gerçek ben.derken nasıl güzel anlatmış...
Yaktım gemilerimi
YanıtlaSilDönüş yok artık geri
Tak etti canıma bu maskeli balo
Bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri, diyeyim,
hem Murathan Mungan'ı hem de Yeni Türkü'ye sevgiyle yad edeyim.
Bende bu şarkıyı çok severim.....
SilBu tür davranışları maske ya da sahte davranış olarak değerlendirmemek lazım. Kek yaparken bile bazen karbonat bazen kabartma tozu kullanıyoruz.
YanıtlaSilTabii ki, yerine göre giyinmek gibi bir şey....
SilNe yazık ki ,beden dili okuma her zaman güzel amaçlara hizmet etmiyor .Panzehiri de maske takmak sanırım.Gerektiğinde maske takabilmeyi başarmak zor ama güzel bir kötü niyet savar...
YanıtlaSil