Damak zevki
yöresel, kültürel, etnik ne dersiniz bilmem ama öğrenilmiş bir zevktir genellikle….
Hamur işleri, pilav, peynir, her türlü ot yemeği, tatlı çeşitleri ve bazı deniz ürünlerini tereddütsüz yerken, ciğer, bumbar dolması, beyin salatası, darp, işkembe çorbası gibi sakatat yemeklerini yeme konusunda temkinli bir tavır içinde oldum genellikle. Benden başka tüm aile bireylerinin iştahla yiyip hemen tükettiği bu yemekleri çok lezzetli bir şekilde yapan rahmetli kayınvalidemi üzmüş olabirim......
Birde herkesin çok severek yediği Trabzon hurmasının buruk ve kekremsi tadı hiç keyif vermedi bana.......
Ayyyyy ben de ne betermişim böyle, yazarken fark ettim ve biraz mahcup hissettim....
Ülke veya şehir
mutfakları; hiç şüphesiz coğrafya, dini kurallar ve tarihi birikim “kültür” ile
şekillenir, öncelikle o coğrafyada, o yörede yetişen malzeme bolluğu ile
ilişkilidir…..
Rahmetli
babacığım, memleketi Rize'den akrabalarının hediye olarak
getirdikleri kıllı tulum içindeki kokulu peyniri, kuyruk yağıyla yapılmış
kara lahana çorbasını ve kavurmayı öyle iştahla ve severek yerdi ki......
Bu yöresel yemekleri bizimde severek yememizi isterdi ama ne mümkün, yememiz için önümüze konulan bir kaşık kadarını bile değil severek yemek ağzımıza almak istemezdik o zamanlar....
Yıllar geçtikçe
belki meraktan, belki ön yargılı davranmama konusunda kendimi geliştirdiğim
için belki de nostaljiden bazılarını severek yeme alışkanlığı kazandım. Sadece babamın etnik damak zevkini yansıtan yemekleri değil tayin, toplantı,
tatil gibi nedenlerle bir çok yerli veya yabancı yöreye yaptığım seyahatlerde değişik
tadlarda yemekleri tatma ve evde deneme konusunda cesur oldum her zaman.....Bu yöresel yemekleri bizimde severek yememizi isterdi ama ne mümkün, yememiz için önümüze konulan bir kaşık kadarını bile değil severek yemek ağzımıza almak istemezdik o zamanlar....
Hamur işleri, pilav, peynir, her türlü ot yemeği, tatlı çeşitleri ve bazı deniz ürünlerini tereddütsüz yerken, ciğer, bumbar dolması, beyin salatası, darp, işkembe çorbası gibi sakatat yemeklerini yeme konusunda temkinli bir tavır içinde oldum genellikle. Benden başka tüm aile bireylerinin iştahla yiyip hemen tükettiği bu yemekleri çok lezzetli bir şekilde yapan rahmetli kayınvalidemi üzmüş olabirim......
Birde herkesin çok severek yediği Trabzon hurmasının buruk ve kekremsi tadı hiç keyif vermedi bana.......
Ayyyyy ben de ne betermişim böyle, yazarken fark ettim ve biraz mahcup hissettim....
Benim de çok sevdiğim ve ayıptır söylemesi gayet güzel yaptığım yemekleri beğenmeyenler oluyor bazen. Eeeeee etme bulma dünyası.......
Japon komşumdan öğrendiğim ve
sık sık yaptığım suşileri iştahla yiyenler olduğu gibi yemeye çekinenler de oluyor. Nereden
öğrenmişlerse "içinde çiğ balık var, yemeyiz” dediklerinde ise suşinin içine koyduğum
balığın (mezgitten hazırlanmış surumi) aslında buharda pişirilmiş olduğunu, "bunu
yemek bizi bozar" diyenlere ise Japonların iyi insanlar olduğunu ve Türklerle
tarih boyunca hiç bir sorunları olmadığını söyleyerek ikna etmeye
çalışıyorum....
Aslında yeni tadlar keşfetmek, farklı kültürlerle tanışmak güzel bir şey ve herkesin damak zevki farklıdır, saygı duymak gerekir desek bile özellikle güneydoğu Asya ülkelerinin mutfakları başka bir dünyadan gelmiş gibi.....
Çok ilginç, en yenmeyecek sandığımız, bazen iğrenç olarak nitelendireceğimiz, kokusundan hiç bahsetmeden görmeye, adını bile duymaya katlanamayacağımız, midemizi ayağa kaldıracak şeyleri lezzetle, keyifle, iştahla yiyorlar. Her türlü sinek, böcek, kertenkele, akrep, kurbağa, fare file kadar her hayvanın larva, yumurta, kan tüm organlarını hatta kuş yuvasını bile………
Çok ilginç, en yenmeyecek sandığımız, bazen iğrenç olarak nitelendireceğimiz, kokusundan hiç bahsetmeden görmeye, adını bile duymaya katlanamayacağımız, midemizi ayağa kaldıracak şeyleri lezzetle, keyifle, iştahla yiyorlar. Her türlü sinek, böcek, kertenkele, akrep, kurbağa, fare file kadar her hayvanın larva, yumurta, kan tüm organlarını hatta kuş yuvasını bile………
Yukarıda fotoğrafta gördüğümüz, lağım gibi kokması nedeniyle havaalanlarına
girişi yasaklanmış olan deniz kestanesi görünümlü "durian" isimli meyve
var ki kokusunu duyanlar unutamıyor......
Bu durumda bize
ancak “bizden uzak, size afiyet olsun” demek düşer…….
Ve..... olur da
bu ülkelere seyahat edersek bavulumuzun bir köşesine peynir, zeytin, peksimet doldurmak
şart olur…..
Ben var ya, hepiciğini hapur hupur yerdim:)
YanıtlaSilŞimdi düşündüm de sevmediğim bir tane bile yemek yok benim.
Eskaza karşımda önündeki tabaktaki yemeği itekleyen biri var diyelim.
"Arkadaşım, ver yemeğini bana, heba etme!" deyiverir,
daha bişi söylemesine fırsat bırakmadan, girişir, yer, bitiriveririm:)
Türk mutfağı yemekleri ve Trabzon hurması konusunda yazdınız bunları galiba. Sevgili Hayal Kahvem afiyet şeker olsun......
YanıtlaSilAma güneydoğu ASYA ülkelerinin yemeklerini ve durian meyvesini hapur şupur yemiyorsunuz di mi?
Yoo.. Bilumum ülkelerin yemeklerini hapur hupur yerim:)
YanıtlaSilDuria meyvesini illa tadarım. Kötü kokuyosa, şapur şupur yerken, burnumu kaparım:)
Mide dolunca fikir uyur, hikmet ölür ve azalar durur. (Lokman Hekim)
YanıtlaSil