6 Kasım 2015 Cuma

Damak Zevki








Damak zevki yöresel, kültürel, etnik ne dersiniz bilmem ama öğrenilmiş bir zevktir genellikle….

Ülke veya şehir mutfakları; hiç şüphesiz coğrafya, dini kurallar ve tarihi birikim “kültür” ile şekillenir, öncelikle o coğrafyada, o yörede yetişen malzeme bolluğu ile ilişkilidir…..

Rahmetli babacığım,  memleketi Rize'den akrabalarının hediye olarak getirdikleri kıllı tulum içindeki kokulu peyniri, kuyruk yağıyla  yapılmış kara lahana çorbasını ve kavurmayı öyle iştahla ve severek yerdi ki......
Bu yöresel yemekleri bizimde severek yememizi isterdi ama ne mümkün, yememiz için önümüze konulan bir kaşık kadarını bile değil severek yemek ağzımıza almak istemezdik o zamanlar....
Yıllar geçtikçe belki meraktan, belki ön yargılı davranmama konusunda kendimi geliştirdiğim için belki de nostaljiden bazılarını severek yeme alışkanlığı kazandım. Sadece babamın etnik damak zevkini yansıtan yemekleri değil tayin, toplantı, tatil gibi nedenlerle  bir çok yerli veya yabancı yöreye yaptığım seyahatlerde değişik tadlarda yemekleri tatma ve evde deneme konusunda cesur oldum her zaman.....

Hamur işleri, pilav, peynir, her türlü ot yemeği, tatlı çeşitleri ve bazı deniz ürünlerini tereddütsüz yerken, ciğer, bumbar dolması, beyin salatası, darp, işkembe çorbası gibi sakatat yemeklerini yeme konusunda temkinli bir tavır içinde oldum genellikle. Benden başka tüm aile bireylerinin iştahla yiyip hemen tükettiği bu yemekleri  çok lezzetli bir şekilde yapan rahmetli kayınvalidemi üzmüş olabirim......

Birde herkesin çok severek yediği Trabzon hurmasının buruk ve kekremsi tadı hiç keyif vermedi bana.......
Ayyyyy ben de ne betermişim böyle, yazarken fark ettim ve biraz mahcup hissettim....


  




Benim de çok sevdiğim ve ayıptır söylemesi gayet güzel yaptığım yemekleri beğenmeyenler oluyor bazen. Eeeeee etme bulma dünyası.......
Japon komşumdan öğrendiğim ve sık sık yaptığım suşileri iştahla yiyenler olduğu gibi yemeye çekinenler de oluyor. Nereden öğrenmişlerse "içinde çiğ balık var, yemeyiz” dediklerinde ise suşinin içine koyduğum balığın (mezgitten hazırlanmış surumi) aslında buharda pişirilmiş olduğunu, "bunu yemek bizi bozar" diyenlere ise Japonların iyi insanlar olduğunu ve Türklerle tarih boyunca hiç bir sorunları olmadığını söyleyerek ikna etmeye çalışıyorum....







Aslında yeni tadlar keşfetmek, farklı kültürlerle tanışmak güzel bir şey ve herkesin damak zevki farklıdır, saygı duymak gerekir desek bile özellikle güneydoğu Asya ülkelerinin mutfakları başka bir dünyadan gelmiş gibi.....  
Çok ilginç, en yenmeyecek sandığımız, bazen iğrenç olarak nitelendireceğimiz, kokusundan hiç bahsetmeden görmeye, adını bile duymaya katlanamayacağımız, midemizi ayağa kaldıracak şeyleri lezzetle, keyifle, iştahla yiyorlar. Her türlü sinek, böcek, kertenkele, akrep, kurbağa, fare  file kadar her hayvanın larva, yumurta, kan tüm organlarını hatta kuş yuvasını bile………

Yukarıda fotoğrafta gördüğümüz, lağım gibi kokması nedeniyle havaalanlarına girişi yasaklanmış olan deniz kestanesi görünümlü "durian" isimli meyve var ki kokusunu duyanlar unutamıyor......
Bu durumda bize ancak “bizden uzak, size afiyet olsun” demek düşer…….
Ve..... olur da bu ülkelere seyahat edersek bavulumuzun bir köşesine peynir, zeytin, peksimet doldurmak şart olur…..

4 yorum:

  1. Ben var ya, hepiciğini hapur hupur yerdim:)
    Şimdi düşündüm de sevmediğim bir tane bile yemek yok benim.
    Eskaza karşımda önündeki tabaktaki yemeği itekleyen biri var diyelim.
    "Arkadaşım, ver yemeğini bana, heba etme!" deyiverir,
    daha bişi söylemesine fırsat bırakmadan, girişir, yer, bitiriveririm:)

    YanıtlaSil
  2. Türk mutfağı yemekleri ve Trabzon hurması konusunda yazdınız bunları galiba. Sevgili Hayal Kahvem afiyet şeker olsun......
    Ama güneydoğu ASYA ülkelerinin yemeklerini ve durian meyvesini hapur şupur yemiyorsunuz di mi?

    YanıtlaSil
  3. Yoo.. Bilumum ülkelerin yemeklerini hapur hupur yerim:)
    Duria meyvesini illa tadarım. Kötü kokuyosa, şapur şupur yerken, burnumu kaparım:)

    YanıtlaSil
  4. Mide dolunca fikir uyur, hikmet ölür ve azalar durur. (Lokman Hekim)

    YanıtlaSil

.