Ankara'da apartmanda ikamet ediyor olmanız nedeniyle toprakla
uğraşamıyorum diye üzülenlerden misiniz?
İki seçeneğiniz var o zaman........
Birinci seçenek; çevre
ilçelerden birinde hobi bahçesi edinmek ya da evinizin balkonunda saksılarla
küçük bir bahçe oluşturmak. Çevre ilçelerde hobi bahçesi edinme güzel bir
seçenek. Bir çok arkadaşımın çok güzel bahçeleri var. Ama kolay değil.
Ankara'nın merkeze yakın ilçelerinden veya biraz daha uzak olanlardan en az bir
dönüm arsa alarak yeni bir dünyaya adım atıyorlar. Önce arsayı çitle
çeviriyorlar, istedikleri ağaçları dikiyorlar, peyzaj mimarı ile çalışanlarda
oluyor kendi kafasına göre takılıp ne bulursa ne hayal ettiyse ekenlerde. Tabii
ki öncelikle su ihtiyacının karşılanması için alternatif aranıyor. Şebeke suyu
yoksa kuyu açmak gibi. Bu arada hemen domates, biber, salatalık ekilir ama
sizin gidemediğiniz günlerde birilerinin onları ve ağaç fidelerinizi sulaması
gerekir.
Karadeniz bölgesi gibi çok yağış olmadığı için,
bahçenizin şenlenmesi kolay değildir Ankara'da. Sulama sistemi çok önemlidir,
çok emek ve para ister. İlk yıllar bozkırın ortasında elinizde kazma ve hortum
dolanır durursunuz. Bir domates, iki biber, bir avuç maydanoz için çok emek
harcarsınız çok. Üç beş yılın sonunda meyve ağaçlarınızın
ürün üretimi yavaş yavaş başlar. Nasıl bir mutluluktur o, yetiştirdiğiniz
ağacın dalından meyve toplamak, ilk hasadınız az olur ama yıllar
ilerledikçe konu komşunuzda nasiplenir. Bahçeniz biraz güzelleşince küçük bir
ev yaptırmakla uğraşırsınız uzun bir süre. Artık hafta sonu arkadaşlarınızı
davet etmeye başlayabilir, bahçenizin keyfini dostlarınızla çıkarabilirsiniz.
Eğer bütün bu yıllar ve zahmet gözünüzde
büyüyorsa en iyi bahçe, arkadaşımın bahçesidir mottosu size uyar.
Arkadaşlarınızın bahçesine davet edildiğinizde eliniz boş gitmeyin sakın.
Köfte, tavuk, kısır, tatlı vs gibi malzemeleri yüklenip giderseniz ve misafir
gibi oturup hizmet beklemezseniz sık sık davet edilirsiniz.
İkinci seçenek olarak, balkonda saksılarla
küçük bir bahçe oluşturmakta fena sayılmaz. Benim gibi toprakla uğraşmayı seven birisi için
zorunlu bir tercih oldu yıllardır. Evimin salonunda, balkonlarında, ofisimde
saksı saksı çiçeklerim vardır her daim. Ulus'ta sebze halinin karşısındaki pasajdan çok
güzel saksı çiçekleri, soğanları, domates, biber fideleri aldım yıllardır.
Alışveriş merkezlerindeki (AVM) mağazalardan da sürekli çiçek, tohum, toprak,
saksı, çiçek coşturan gibi gerekli her şeyi taşıyıp dururuz. Balkonumu
güzelleştirmek için çok emek harcarım, her çıkan tomurcuk nasıl değerlidir
benim için anlatamam......
Oturduğum apartmanda bizden başka sadece iki
dairenin balkonunda saksılar var.....
Bu yüzden her AVM dönüşünde torbalarla çiçek, toprak ve saksı taşımak zorunda kaldığım zaman "benden başka çiçeklerle bu kadar ilgilenen var mı?" diye kendi kendime söylenirim.....
Ama asla vazgeçemem bu sevgimden......
Çünkü toprakla uğraşmak bana çok iyi geliyor. Mutlu oluyorum, stres atıyorum moda deyimle negatif enerjiyi uzaklaştırıyorum........
Bu yüzden her AVM dönüşünde torbalarla çiçek, toprak ve saksı taşımak zorunda kaldığım zaman "benden başka çiçeklerle bu kadar ilgilenen var mı?" diye kendi kendime söylenirim.....
Ama asla vazgeçemem bu sevgimden......
Çünkü toprakla uğraşmak bana çok iyi geliyor. Mutlu oluyorum, stres atıyorum moda deyimle negatif enerjiyi uzaklaştırıyorum........
Sabah erkenden kalkıp çiçekleri, yaprakları
okşamak, onlarla konuşmak güne mutlu başlamamız için bir fırsat.... Akşam yorgun, argın, stresle eve geldiğimizde çiçeklerimizi suladıktan
sonra balkonda çay içmek ne kadar güzeldir, ne kadar dinlendiricidir......
Tavsiye ederim.......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
.