Her insanın
ailesinden, öğretmeninden, arkadaşından, okuduğu bir haberden, yazıdan veya
aldığı mesleki eğitimden etkilenerek edindiği çok titiz hareketleri
mutlaka vardır. Kiminin ki doğru ve sağlık için faydalı bir harekettir, az
rahatsızlık verir. Kiminin ki gereksizdir, lüzumsuzdur, çoğunlukla kendisine
bazen de çevresindekileri rahatsız eder, çileden çıkarır. Kişilik yapısı olarak
titiz, kuralcı, ayrıntıcı, mükemmeliyetçi özelliklere sahip olan kişilerde özellikle temizlikle ilgili bulaşma obsesyonu
(zorlayıcı düşüncesi) ve temizlik kompulsiyonu
(tekrarlayan davranışı) oldukça sık görülür.
Çok titiz
hareketlere en iyi örnek olarak el yıkama alışkanlığını verebiliriz. Eve
gelince, yemek yerken veya tuvaletten çıkınca bile el yıkama alışkanlığı
olmayan arkadaşlarımız olduğu gibi sık sık dakikalarca ve sayarak el yıkayan
bir arkadaşımız mutlaka vardır.
Titizlikte
tavan yapmış, bazı akraba, eş, dost ve arkadaşlarımda gözlemlediğim beni dumur
eden çok titiz hareketlerden bir buket; sürekli toz alan, cam ve yer silenler,
ıspanak marul gibi sebzeleri çitileyerek yumuşayana kadar yıkayanlar, bulaşık
makinesine tabak çanağı, çamaşır makinesine çamaşırları bir tur elde yıkayıp
yerleştirenler, dışarıdan gelen ev halkının kıyafetini kapıda değiştirenler,
misafir gittikten sonra koltukları halıları silenler, çamaşır suyunu temizlikte
neredeyse su yerine kullananlar, asla havuza girmeyenler, kapı kolu tutmayanlar
vs.
Dış çevremde gözlemlediğim, ancak nedenini algılamakta zorlandığım bazı çok
titiz hareketler ve bazı az titiz hareketlere birkaç örnek vereyim;
- Otobüs ve
uçaklarda koltuk başlarına takılan ve üzerinde reklam olan selüloz başlıkların
ne işe yaradığını anlamak mümkün değil, o kadar yüksekte ki ancak 1.90 cm
boyundakiler için yapılmış gibi, daha kısa boylular için hiçbir işlevi yok.
- Gazetelerin
sağlık köşelerinde sık sık yazılır, sakın başkasına ait makyaj malzemesini
kullanmayınız, çeşitli bakteri, virüs enfeksiyonları bulaşır vs diye uyarırlar.
Bir kaç defa farklı kanallarda TV programına katılmak için gittiğimde makyözler
yüzüm parlamasın diye pudra sürerken herkese kullanılan sünger ve fırçayı
kullanarak beni çıldırtmışlardı.
- Filmlerdeki
bavulu yatağın üzerinde hazırlama sahnesine de gıcığım. Her yerde dolaştırılan
bavul nasıl yatağın üzerine koyulur anlayamam bir türlü. Gerçi son yıllarda
havaalanlarında streçleme makineleri var, bavulu yatağın üzerinde hazırlayanlar
bavullarını belki streçletiyorlardır!
- Parklarda,
havaalanlarında, sokaklarda tozlu kirli yerlere oturanlara, pantolonu veya
eteği yerleri süpürenlere, ev tuvaletine, banyosuna kapalı plastik
terlik (mantar yuvası) koyanlara, ortak diş fırçası, tıraş bıçağı kullananlara
ise söyleyecek söz bulamıyorum.
Yıllar önce
ilkokulda aynı enjektörden aşı olmuş nesiliz biz, iyi ki Hepatit B, Hepatit C filan
kapmamışız. Tıpta 30 yılda nereden nereye geldik, biz tıp fakültesinde
öğrenciyken bile enjektör, eldiven, spekulum, kulak spekulumu gibi sarf
malzemeleri yıkanıp kaynatılıp tekrar tekrar kullanılırdı. Şimdi her türlü
tıbbi müdahalede kullanılan malzemelerin neredeyse hepsi tek kullanımlık
(disposible). Sağlık çalışanları bu konuda en titiz davranan kişilerdir hiç
kuşkusuz.
Bende çok titiz hareketler konusunda fena değilimdir hani. Hem ailemden
geçen hem de mesleki nedenlerle kazandığım titizliklerim çoktur.
- En titiz
olduğum yer umumi tuvaletlerdir. Kapısının kolundan, klozetin su düzeyine
(havuz gibi olanlarda sıçrama riski var) her şey beni strese sokar. Kapısı,
musluğu, sıvı sabunu ve sifonu sensorla çalışan, tuvalet kağıdı ve havlusu
olan, tertemiz tuvaletleri gördüğümde teknolojinin gelişimine hayranlığım bir
kat daha artar.
- Başka
bir eve misafirliğe giderken yanımda mutlaka ayakkabı veya terlik götürürüm,
tırnak mantarı geçecek korkusuyla asla başkasına ait kapalı terlik giyemem.
- Ayrıca,
keyifli bulduğum halde bowling oynayamam, çünkü herkesin giydiği ayakkabıyı giymem
bir, topun deliklerine parmaklarımı sokmaya iğrenirim bu da iki. En büyük fobim
tırnak mantarı olma fobisidir. Çünkü çok çabuk bulaşıyor ve tedavisi de aylarca
sürüyor. Sanırım bu fobi, hekim olmam nedeniyle çevremdeki pek çok kişide
tırnak mantarı olduğunu gördüğüm ve bildiğim için oluşmuştur.
Yemek yeme
konusunda ise son derece uyumluyumdur, ikram edilen nimeti geri çevirmemek ve
ikram edeni üzmemek için her yerde fazla sorgulamadan, mızmızlanmadan yemek
yerim. Hatta yer sofrasına oturup aynı tabaktan çorbada kaşıklarım.
Sağlıklı bir
yaşam için gerekli titiz hareketleri, ihmal etmeden ancak abartmadan mutlu,
huzurlu ve sağlıklı günler dileğiyle......
Mükemmel tesbitler
YanıtlaSil