Kendimi bildim bileli ince olma sevdasıyla yaşıyorum, istediği kıyafeti
giymek isteyen her kadın gibi. Kilo alma korkusu ve stresi bir yandan, rejim yapma (yapamama) kabusu bir
yandan. Yemeklere hep yasak ve gizli bir sevgili muamelesi yaptım yıllardır. En
yasak ve gizli sevgilim portakallı, bademli bitter çikolatadır, her yaptığım
rejimde bir küçük parçasını mikrogramlar halinde yiyerek kaçamak yapmışımdır
istisnasız. Deriz ya doğru dürüst hiç bir şey yemiyorum, su içsem yarıyor. Kocaman bir yalan! Vallahi bazen kendimi bile kandırdığım oldu bu konuda. Bu aralar yine kilo aldım ve farkına varmıyormuş gibi yapıp rejim yapmayı
öteliyorum aklım sıra. Böyle zamanlarda gazete, kitap ve google'dan araştırmalar yaparım
önce. Rejim listelerinde daha çok çeşit ve miktarda yemeğe izin veren var
mı diye. Daha sonra mutlaka fotoğraf albümümü kronolojik olarak karıştırır, inceleme
yapar ve kararlar alırım.
Güneşte bir toz bulutuydu diyerek taaaaa bebeklik fotoğraflarımla başlarım
her zaman. Eski siyah beyaz fotoğraflarımda, bebekliğimde ve ilkokula gidene kadar tombiş
tombiş gülümsüyorum. Kendimi çok beğeniyorum, ne şekermişim....... Daha sonraki yıllarda sıska denecek kiloda bir çocukluk dönemi. Lise birinci sınıfta birdenbire iştahım açıldı ve kilo almaya
başladım. Tombik gibi bir sıfatla anılmaya başlayınca tehlike çanlarının
çaldığını düşünerek rejim yapmaya başladım. Nasıl bilinçsizce bir rejim, nerdeyse bir elma ve bir küçük kase yoğurtla
gün geçiriyordum. Anoreksiya nervoza olmuştum resmen. Yaklaşık 12 kilo verdikten sonra bir gün tansiyon düşüklüğü ile safra kusmaya
başlayınca çok korkmuştum. Ergenlik döneminde bilinçsiz rejim yapmamın sonucu sanırım boyumun uzaması
durmuştu. Her evde bir baskül dönemi başlamadan önce ara sıra eczanede tartılıyorduk
o zamanlar, boyumuzu da ölçen tartı aletiyle. Sonra harçlıklarımı biriktirerek baskül aldım ve sık sık tartılarak kilomu
takip etmeye başladım. Kıyafetlerimle, kıyafetsiz, tok karnına, aç karnına, tuvaletten çıkınca,
hemen basküle çıkıp kilomu ölçüyordum. Liseyi bitirene kadar normal kilodaydım. Başka bir şehirde üniversite kazanınca yurtta kalmaya başladım. Yurttaki
bütün kızlar gibi ben de gece geç saatlere kadar ders çalışırdım. Gündüz yediğimiz yemekler yetmezmiş gibi, gecenin ikisinde
memleketlerimizden getirdiğimiz yiyeceklerle sofralar kurup tıka basa yemek yerdik. Üç ayda on kilo almıştım! Tekrar rejim yapma kabusu......
Kişisel tarihim bir çok kilo alma, rejim yapma, bazen başaramama bazen de başarılı olup verdiğim kilolardan sonra çooook iyi hissetme hikayeleriyle doludur. Verilen kilolar ve mutluluk duygusu. Ne rejimler yaptım, ne rejimler... Ve 0 beden kalma telaşesiyle. Ve her defasında daha bilimsel, daha bilinçli, çeşit çeşit rejimler. Rejim yapmanın en zor tarafı ilk iki günün geçmek bilmemesidir. Daha sonra alışınca gelen kendine güven duygusuyla kilolar birer birer gider... Yarabbim ne güzel bir keyiftir, günlerce rejim yapıp kilo verdikten sonra istediğin o kıyafeti giyip salınmak. Arkadaşların farkedince havaya girmek ne müthiş bir duygudur! Bu duyguyu kesin yaşamışsınızdır....... Ne yalan söyleyeyim, tevazu göstermeden tadını çıkararak hava atarım kilo verince. Maalesef uzun süredir bu hazzı unutmuşum. Çünkü yine kilo aldım, yok tatildeyim, yok bu yemek çok güzel diye hapur şupur yemekten yine geldi kilolar. 42 beden giysiler dar geliyor eyvah eyvah. Başlıktaki "İstediğimiz Kiloda Kalmak Neden Zor?" sorusunun cevabını verdim sanırım. Boğazımızı tutamamak! Yediğimiz yemeklere dikkat etmemek falan filan......... Benim acilen rejim yapıp kilo vermem lazım. En iyi rejim hangisi acaba?????
:))))) Sen her halinle güzelsin
YanıtlaSilYaaaaani biraz fazlalık var ....
SilBahar geldi rejime girme zamanı....
Yine de teşekkür ederim, beni kiloluda beğendiğiniz için.