Doğduğumuz
andan hatta anne rahmine düştüğümüz andan
itibaren başarmak zorundayız. Doğuştan (kalıtsal) bir refleks
olarak öncelikli hedefimiz, başarımız “yaşamak".
Bunu başarmak için ilk yapmamız gereken
şey hayata tutunmak, istemek ve gayret etmek. İstemek ve gayret etmekle iş bitmiyor şüphesiz, o
zaman da edinsel (şartlı) refleksler devreye giriyor……. Yani öğrenmek, hayal etmek,
çalışmak, cesaretli olmak, emek vermek, düşünmek, plan yapmak, kabullenmek,
sabır göstermek, sindirmek, umut etmek, tekrar başlamak, tekrar çalışmak…….
Hayat
yolunda yürürken yani “ölene kadar” bazen
az, bazen çok, bazen kolay, genellikle de zor ama her zaman başarmaya
kodlanmışız ……
Ancaaak başarıya giden yolda kimsenin yeteneğini,
katkısını küçümsemeden ekip çalışması içinde başarmayı hedeflemeliyiz. Doğru,
güzel, huzurlu ve başarma oranı yüksek olan yol bu kesinlikle……
Her insanın annesinin, eşinin, evladının kısaca ailesinin kıymetlisi olduğunu düşünerek; gururunu, onurunu kırmadan, değersiz hissettirmeden, dışlamadan, olgun bir hoşgörüyle, anlayışla, yüce gönüllülükle, üzerine basmadan ve ezmeden de başarılı olabiliriz. Zor değil aslında…… Hem içimiz daha huzurlu hem de yaptığımız işte daha verimli oluruz.
Zaman alıcı gibi görünse de kişilerin kendilerini yapılan işin önemli bir parçası olarak görmeleri halinde, planladığınız işin kesinlikle hiç sarpa saptırılmadan kısa sürede başarıldığını göreceksiniz……
Her insanın annesinin, eşinin, evladının kısaca ailesinin kıymetlisi olduğunu düşünerek; gururunu, onurunu kırmadan, değersiz hissettirmeden, dışlamadan, olgun bir hoşgörüyle, anlayışla, yüce gönüllülükle, üzerine basmadan ve ezmeden de başarılı olabiliriz. Zor değil aslında…… Hem içimiz daha huzurlu hem de yaptığımız işte daha verimli oluruz.
Zaman alıcı gibi görünse de kişilerin kendilerini yapılan işin önemli bir parçası olarak görmeleri halinde, planladığınız işin kesinlikle hiç sarpa saptırılmadan kısa sürede başarıldığını göreceksiniz……
Başarılan işin değeri yükseldikçe kıskanç, kötü kalpli ve tembel kişilerin
sizin başarınızı engelleme olasılığını hesaba katmanız, bu konudaki
çabalarına radarlarınızı açık bulundurmanız, çıkabilecek engelleri ön görerek B
planınızı hazırlamanız ise başarının diğer bir parçası, olmazsa olmazıdır.
Çünkü hayat büyük bir kurtlar sofrası…. Kimin ne yapacağını çok önceden tahmin
etmek zorundasınız. Tıpkı satranç oynar gibi…..
Rakiplerinizi asla hafife almayın. Ve dedikoducuları.........
Ummadık taş baş yarar. Kimi zaman insanların ne kadar kötü olabildiklerine
şaşırarak çok üzülür hatta yıkılabilirsiniz, insanları tanıdıkça insan
olduğunuzdan utanabilirsiniz. Uyduruk bir başarı için nelerini feda ettiklerini
gördüğünüz insanlara sadece acıyınız. Asla onların seviyesine inip intikam için
plan yapmayınız. Böyle zamanlarda çok üzülseniz bile vakit kaybetmeden
toparlanmaya gayret ediniz.
Bazen yalnız kalmak iyi gelir. Yalnızlığınızı aşmak için doğru bildiklerinizden şaşmadan, değerlerinizden taviz vermeden size yardım edecek, gerektiğinde sizi koruyacak sağlam dostlarınızın ve her şeyden önemlisi güçlü aile bağlarınızın, kollarında avunabileceğiniz bir kaç özel ve de güzel insanın olması çok önemli…….
Bazen yalnız kalmak iyi gelir. Yalnızlığınızı aşmak için doğru bildiklerinizden şaşmadan, değerlerinizden taviz vermeden size yardım edecek, gerektiğinde sizi koruyacak sağlam dostlarınızın ve her şeyden önemlisi güçlü aile bağlarınızın, kollarında avunabileceğiniz bir kaç özel ve de güzel insanın olması çok önemli…….
Böyle zamanlarda bir de şöyle düşünün; Ne o öyle hep
başarılı, hep önde, hep en en en olmak. Sürekli başarı sevimsiz yapar insanı.
Bir süre sonra insanlar içten içe size gıcık olmaya, nefret etmeye başlarlar.
Bazen duraklamak, sendelemek, başarısız olmak, terk edilmek, sıkıntı çekmek,
zorlanmak, yalnız kalmak; daha güçlü, daha güzel, daha sevimli, daha kabul
edilmiş yapar insanı. Bundan sonraki başarılarınızın tesadüfi değil hak edilmiş
olmasına hazırlar sizi ve çevrenizi……
Karınca-balık hikayesini de daima aklınızda
bulundurun, hiç belli olmaz en umulmadık anlarda bile suyun akışı değişebilir.
En güçlü sandığınız kişiler bile, bir gün kapınıza gelip sizin desteğinizi
isteyebilirler…. Siz bile hayret edebilirsiniz bu duruma, ama sakın
şımarmayın, sakın haaaa.
Ne geçmişi tamamen silerek aptal durumuna düşün ne de
intikam ateşiyle saldırın. Çünkü aradan çok zaman geçmiş, köprülerin altından
çok sular akmıştır. Geçmişte kalmış küçük hesapları kapatın gitsin, artık
daha büyük hedefleri olan BUGÜNDESİNİZ çünkü. Geçmiş geçmiştir, muhasebesini
yapmak size bir kar getirmeyeceğine göre üzerinde durmak vakit kaybıdır, yazık
olmasın vaktinize ve size.....Vakur bir şekilde yani çektiğiniz acıların, yorgunlukların, var olma mücadelesinin, BAŞARMANIN verdiği olgunlukla ve doğuştan olan refleksinize, rafine edinsel refleksler eklemenin gururuyla, keyifle yürüyün gidin yeni başarılara yeni güzelliklere doğru........
Biz, başarmak için değil, haz almak için gelmiş olmalıyız bu dünyaya:)
YanıtlaSilSevgili Hayal Kahvem,
SilDaha zor hayatlar yaşayanlara yardım edebilmek, halimize şükretmek, yaptığımız ve yapmak zorunda olduğumuz işleri zorunluluk değil eğlence olarak görmek, severek anlam kazandırmak, hedefe yürürken geçtiğimiz yolun farkında olup keyif almak....
Sevgili Hayal Kahvem,
Silen alttaki fotoğrafı bir yerlerden hatırlıyor musunuz acaba?
çok güzel bir yazıydı, ellerinize sağlık..
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum Buket hanım. Yazım uzun omasın diye yaşanmış örnekler veremedim. Sanırım kısaca değindiğim konularda hepimizin bir çok yaşanmış örneği vardır. Sevgilerimle.......
YanıtlaSil