2 Mart 2015 Pazartesi

Başarma Refleksi




Doğduğumuz andan hatta anne rahmine düştüğümüz andan itibaren başarmak zorundayız.  Doğuştan (kalıtsal) bir refleks olarak öncelikli hedefimiz, başarımız “yaşamak". 
Bunu başarmak için ilk yapmamız gereken şey hayata tutunmak, istemek ve gayret etmek. İstemek ve gayret etmekle iş bitmiyor şüphesiz, o zaman da edinsel  (şartlı) refleksler devreye giriyor…….  Yani öğrenmek, hayal etmek, çalışmak, cesaretli olmak, emek vermek, düşünmek, plan yapmak, kabullenmek, sabır göstermek, sindirmek, umut etmek, tekrar başlamak, tekrar çalışmak…….
Hayat yolunda yürürken  yani “ölene kadar” bazen az, bazen çok, bazen kolay, genellikle de zor ama her zaman başarmaya kodlanmışız ……





Ancaaak başarıya giden yolda kimsenin yeteneğini, katkısını küçümsemeden ekip çalışması içinde başarmayı hedeflemeliyiz. Doğru, güzel, huzurlu ve başarma oranı yüksek olan yol bu kesinlikle……
Her insanın annesinin, eşinin, evladının kısaca ailesinin kıymetlisi olduğunu düşünerek; gururunu, onurunu kırmadan, değersiz hissettirmeden, dışlamadan, olgun bir hoşgörüyle, anlayışla, yüce gönüllülükle, üzerine basmadan ve ezmeden de başarılı olabiliriz. Zor değil aslında…… Hem içimiz daha huzurlu hem de yaptığımız işte daha verimli oluruz.
Zaman alıcı gibi görünse de kişilerin kendilerini yapılan işin önemli bir parçası olarak görmeleri halinde, planladığınız işin kesinlikle hiç sarpa saptırılmadan kısa sürede başarıldığını göreceksiniz……  



 

Başarılan işin değeri yükseldikçe kıskanç, kötü kalpli ve tembel kişilerin  sizin başarınızı engelleme olasılığını hesaba katmanız, bu konudaki çabalarına radarlarınızı açık bulundurmanız, çıkabilecek engelleri ön görerek B planınızı hazırlamanız ise başarının diğer bir parçası, olmazsa olmazıdır. Çünkü hayat büyük bir kurtlar sofrası…. Kimin ne yapacağını çok önceden tahmin etmek zorundasınız. Tıpkı satranç oynar gibi…..
Rakiplerinizi asla hafife almayın. Ve dedikoducuları.........

Ummadık taş baş yarar. Kimi zaman insanların ne kadar kötü olabildiklerine şaşırarak çok üzülür hatta yıkılabilirsiniz, insanları tanıdıkça insan olduğunuzdan utanabilirsiniz. Uyduruk bir başarı için nelerini feda ettiklerini gördüğünüz insanlara sadece acıyınız. Asla onların seviyesine inip intikam için plan yapmayınız. Böyle zamanlarda çok üzülseniz bile vakit kaybetmeden toparlanmaya gayret ediniz.
Bazen yalnız kalmak iyi gelir. Yalnızlığınızı aşmak için doğru bildiklerinizden şaşmadan, değerlerinizden taviz vermeden size yardım edecek, gerektiğinde sizi koruyacak sağlam dostlarınızın ve her şeyden önemlisi güçlü aile bağlarınızın, kollarında avunabileceğiniz bir kaç özel ve de güzel insanın olması çok önemli…….  
 





Böyle zamanlarda bir de şöyle düşünün; Ne o öyle hep başarılı, hep önde, hep en en en olmak. Sürekli başarı sevimsiz yapar insanı. Bir süre sonra insanlar içten içe size gıcık olmaya, nefret etmeye başlarlar. Bazen duraklamak, sendelemek, başarısız olmak, terk edilmek, sıkıntı çekmek, zorlanmak, yalnız kalmak; daha güçlü, daha güzel, daha sevimli, daha kabul edilmiş yapar insanı. Bundan sonraki başarılarınızın tesadüfi değil hak edilmiş olmasına hazırlar sizi ve çevrenizi……
Hem bazen o yarıştan kopup zorunlu olarak verdiğiniz molanın;  belki de sizi daha kötü bir durumdan korumak için size verilmiş bir lütuf olduğunu zaman içinde görüp iyi ki böyle olmuş diye şükredeceksiniz....... 




Karınca-balık hikayesini de daima aklınızda bulundurun, hiç belli olmaz en umulmadık anlarda bile suyun akışı değişebilir. En güçlü sandığınız kişiler bile, bir gün kapınıza gelip sizin desteğinizi isteyebilirler…. Siz bile hayret edebilirsiniz bu  duruma, ama sakın şımarmayın, sakın haaaa.
Ne geçmişi tamamen silerek aptal durumuna düşün ne de intikam ateşiyle saldırın. Çünkü aradan çok zaman geçmiş, köprülerin altından çok sular akmıştır. Geçmişte kalmış küçük hesapları kapatın gitsin,  artık daha büyük hedefleri olan BUGÜNDESİNİZ çünkü. Geçmiş geçmiştir, muhasebesini yapmak size bir kar getirmeyeceğine göre üzerinde durmak vakit kaybıdır, yazık olmasın vaktinize ve size.....
Vakur bir şekilde yani çektiğiniz acıların, yorgunlukların, var olma mücadelesinin, BAŞARMANIN verdiği olgunlukla ve d
oğuştan olan refleksinize, rafine edinsel refleksler eklemenin gururuyla, keyifle yürüyün gidin yeni başarılara yeni güzelliklere doğru........

5 yorum:

  1. Biz, başarmak için değil, haz almak için gelmiş olmalıyız bu dünyaya:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hayal Kahvem,
      Daha zor hayatlar yaşayanlara yardım edebilmek, halimize şükretmek, yaptığımız ve yapmak zorunda olduğumuz işleri zorunluluk değil eğlence olarak görmek, severek anlam kazandırmak, hedefe yürürken geçtiğimiz yolun farkında olup keyif almak....

      Sil
    2. Sevgili Hayal Kahvem,
      en alttaki fotoğrafı bir yerlerden hatırlıyor musunuz acaba?

      Sil
  2. çok güzel bir yazıydı, ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ediyorum Buket hanım. Yazım uzun omasın diye yaşanmış örnekler veremedim. Sanırım kısaca değindiğim konularda hepimizin bir çok yaşanmış örneği vardır. Sevgilerimle.......

    YanıtlaSil

.