Muhtemelen sınıf arkadaşım
Gülcan’ın Türkçe dersinin “okuma saatinde” kendi yazdığı ve artistik bir ses
tonuyla okuduğu şiir ve öyküleri kıskandığım ya da bu kadar genç
"teenage" yaşımızda da bir şeyler yazılabileceğini keşfettiğim için
yazı yazmanın güzel bir şey olduğuna karar vererek günlük tutmaya başladığımda
ortaokul ikinci sınıftaydım…..
O zamandan sonra kısa süreli
olsa da birçok kez günlük yazma girişimim oldu. Maymun iştahlılığımdan olsa
gerek her tuttuğum günlüğün serüveni kısa sürdü.....
Kitapçıları dolaşıp en güzel,
en süslü defterleri bulup günlük defteri yapar sonra da kimseler bulmasın ve
okumasın diye köşe bucak saklardım. Bu yüzden yazdığım birçok günlük ya
kayboldu, ya yırttım attım. Bir kısmı da depoya atılmış bir kutuda tozlar içinde
duruyor.....
Doğal olarak her günlüğümü de
farklı formatta tuttuğumu yazmama gerek yok sanırım…..
Yaptığım çokça denemeden sonra en uzun süreli günlük yazma girişimim, internet
çağında "Google Blogger" kaydıyla edindiğim “hayalcininarkadasi.blogspot.com” uzantılı bu blog sayesinde oldu.....
Bir buçuk yıldır burada duygularımı,
düşüncelerimi, hayallerimi paylaşmak için kelimeler seçiyorum, cümleler kurmaya
çalışıyorum. Sevgiyle, keyifle, özenle ve en
önemlisi henüz
bıkmadan günlüğümü (genellikle
haftalık oluyor ama) yazmaya devam ediyorum……
Üstelik kimliğimi gizliyorum (bunun birkaç nedeni var),
eskisi gibi günlüğümü saklama alışkanlığım sürüyor sanırım. Kimliğimi belli
etmemek için düşüncelerimi, sözlerimi boy boy süzgeçlerden geçiriyorum. Takipçilerim
arasında beni tanıyan sadece bir kaç kişi var….
Yine
de en özel, en gizli yanlarımı, şifrelerimi anlatıyorum bu satırlarda……
Yazmak
insanı daha özgürleştiriyor, çünkü yazarken konuşurken olduğu gibi göz teması
yok, ses tonum beni ele vermiyor, sözümü kesen yok, giyim kuşamıma özen
göstermeme gerek yok, bir şeyler yiyebiliyorum, istediğim zaman bırakıp sonra
devam edebiliyorum, o anı sürdürme ve belli bir süre içinde bitirme
zorunluluğum hiç yok……
Konuşmayı
da seviyorum hiç şüphesiz.....
Ama yazmanın ayrı bir keyfi,
gizemi bazen de konuşmayla anlatmayı “aktarmayı” başaramadığım kadar net
açıklayıcılığı var.....
Duygularımı
ve davranışlarımı analiz edebilme, hatalarımın farkına varabilme,
olumluluklarımı artırıp çözümler üretebilme, gelişimimi izleyebilme keyfiyle
yazıyorum. Kabul görmek, beğenilmek, takdir edilmek açısından konuşmaya oranla
kesinlikle daha az yorucu…..
Bazen
mazoşist bir ivmeyle kendime eziyet edebiliyorum, herkesten acımasızca kendimi
eleştiriyorum, başka kimseciklerin beni eleştirmesini engellemeye çalışıyorum
belki de (yorumlar da dahil buna,
çünkü istersem yayınlamayabilirim).
Bir
de laf aramızda düşündüklerimi ve hissettiklerimi unutmamak, yıllar sonra da
hatırlamak için yazıyorum……
En
önemlisi, kendi kendime yaptığım en mutluluk verici üç eylemden biri…..
Önceliğim “yemyeşil, çiçekler ve meyve ağaçlarıyla dolu bahçelerde, parklarda
yürüyüş yapmak”, "okumak" ve “YAZMAK, YAZMAK, DAHA GÜZEL VE DAHA
ETKİLİ YAZMAK…….
Not: Aman nazar değmesin......
yazalım güzelleşelim o zaman :) (maşallah)
YanıtlaSilİyi ki bloglarımız var.....
SilBen de şöyle bir baktım ki neredeyse 5 yıldır yazıyorum. Zaman hızlı geçmiş, neler gelmiş geçmiş. günlük yazmak daha zor bence. böylece hayatımdan kesitler oldu. bunları basmak isterdim ben bir de.
YanıtlaSilkızıma bırakmak için. bir aralar bloglar kapandı, yasaklandı
çünkü ne olur ne olmaz elimizden alırlar sonra tüm yaşanmışlıkları.
yazılarınız hiç bitmesin, hayatımızda ki
ender keyiflerden, güzelliklerden.
Teşekkür ediyorum....
SilBende biraz narsistlik var galiba....
Ergenken aynaya baktığım sıklıkta bloğumu beğeniyle seyrediyorum...
Blog'u çok seviyorum. Tam 6 yıldır yazıyorum. Blog yazmak bence muhteşem bir şey!!! :)
YanıtlaSilTeşekkürler Kafa Dergi...
SilBu arada yeni kitabınız " Ters Düz" hayırlı olsun. Bu genç yaşınızda kitap sahibi olmak harika bir şey.....
İnsan her şeyden önce kendisi için yazmalıdır.
YanıtlaSilİyi yazmanın biricik yolu budur.
Gustave Flaubert
Tabii ki Nalan hanım.....
SilYazarken, düşünceler duyguların üzerinden akarak,telaşsızca dökülür beyaz sayfalara.Derler ki "daha güzel yazmanın sırlarından biri daha çok yazmaktır"Yani yazmaya devammm.
YanıtlaSilKesinlikle öyle.....
SilÖyle güzel anlatmışsın ki insanın blog yazarlığı yapası geliyor.
YanıtlaSilHaydi Jasmin, dene istersen....
Silmaivesarı benim arkadaşım, heves etti blog açtı....
Darısı başına....
Ne güzel yazabilmeyi becerebilmek. Tebrikler!
YanıtlaSilHocam teşekkür ederim, sayenizde başladım blog işine......
Sil