15 Aralık 2015 Salı

Sevgili Günlük (Blog); Yazmak, Yazmak, Yazmak, Daha Güzel ve Daha Etkili Yazmak İstiyoruuuuum......





 
 

Muhtemelen sınıf arkadaşım Gülcan’ın Türkçe dersinin “okuma saatinde” kendi yazdığı ve artistik bir ses tonuyla okuduğu şiir ve öyküleri kıskandığım ya da bu kadar genç "teenage" yaşımızda da bir şeyler yazılabileceğini keşfettiğim için yazı yazmanın güzel bir şey olduğuna karar vererek günlük tutmaya başladığımda ortaokul ikinci sınıftaydım…..

O zamandan sonra kısa süreli olsa da birçok kez günlük yazma girişimim oldu. Maymun iştahlılığımdan olsa gerek her tuttuğum günlüğün serüveni kısa sürdü.....

Kitapçıları dolaşıp en güzel, en süslü defterleri bulup günlük defteri yapar sonra da kimseler bulmasın ve okumasın diye köşe bucak saklardım. Bu yüzden yazdığım birçok günlük ya kayboldu, ya yırttım attım. Bir kısmı da depoya atılmış bir kutuda tozlar içinde duruyor.....

Doğal olarak her günlüğümü de farklı formatta tuttuğumu yazmama gerek yok sanırım…..

Yaptığım çokça denemeden sonra en uzun süreli günlük yazma girişimim,  internet çağında "Google Blogger" kaydıyla edindiğim “hayalcininarkadasi.blogspot.com” uzantılı bu blog sayesinde oldu.....

Bir buçuk yıldır burada duygularımı, düşüncelerimi, hayallerimi paylaşmak için kelimeler seçiyorum, cümleler kurmaya çalışıyorum. Sevgiyle, keyifle, özenle ve en önemlisi henüz bıkmadan günlüğümü (genellikle haftalık oluyor ama) yazmaya devam ediyorum……
 
 





Üstelik kimliğimi gizliyorum (bunun birkaç nedeni var), eskisi gibi günlüğümü saklama alışkanlığım sürüyor sanırım. Kimliğimi belli etmemek için düşüncelerimi, sözlerimi boy boy süzgeçlerden geçiriyorum. Takipçilerim arasında beni tanıyan sadece bir kaç kişi var….

Yine de en özel, en gizli yanlarımı, şifrelerimi anlatıyorum bu satırlarda……

Yazmak insanı daha özgürleştiriyor, çünkü yazarken konuşurken olduğu gibi göz teması yok, ses tonum beni ele vermiyor, sözümü kesen yok, giyim kuşamıma özen göstermeme gerek yok, bir şeyler yiyebiliyorum, istediğim zaman bırakıp sonra devam edebiliyorum, o anı sürdürme ve belli bir süre içinde bitirme zorunluluğum hiç yok……

Konuşmayı da seviyorum hiç şüphesiz.....

Ama yazmanın ayrı bir keyfi, gizemi bazen de konuşmayla anlatmayı “aktarmayı” başaramadığım kadar net açıklayıcılığı var.....

Duygularımı ve davranışlarımı analiz edebilme, hatalarımın farkına varabilme, olumluluklarımı artırıp çözümler üretebilme, gelişimimi izleyebilme keyfiyle yazıyorum. Kabul görmek, beğenilmek, takdir edilmek açısından konuşmaya oranla kesinlikle daha az yorucu…..

Bazen mazoşist bir ivmeyle kendime eziyet edebiliyorum, herkesten acımasızca kendimi eleştiriyorum, başka kimseciklerin beni eleştirmesini engellemeye çalışıyorum belki de (yorumlar da dahil buna, çünkü istersem yayınlamayabilirim).

Bir de laf aramızda düşündüklerimi ve hissettiklerimi unutmamak, yıllar sonra da hatırlamak için yazıyorum……

En önemlisi, kendi kendime yaptığım en mutluluk verici üç eylemden biri….. Önceliğim “yemyeşil, çiçekler ve meyve ağaçlarıyla dolu bahçelerde, parklarda yürüyüş yapmak”, "okumak" ve “YAZMAK, YAZMAK, DAHA GÜZEL VE DAHA ETKİLİ YAZMAK…….


 
 
Not: Aman nazar değmesin......
 

 



 



 

14 yorum:

  1. yazalım güzelleşelim o zaman :) (maşallah)

    YanıtlaSil
  2. Ben de şöyle bir baktım ki neredeyse 5 yıldır yazıyorum. Zaman hızlı geçmiş, neler gelmiş geçmiş. günlük yazmak daha zor bence. böylece hayatımdan kesitler oldu. bunları basmak isterdim ben bir de.
    kızıma bırakmak için. bir aralar bloglar kapandı, yasaklandı
    çünkü ne olur ne olmaz elimizden alırlar sonra tüm yaşanmışlıkları.
    yazılarınız hiç bitmesin, hayatımızda ki
    ender keyiflerden, güzelliklerden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum....
      Bende biraz narsistlik var galiba....
      Ergenken aynaya baktığım sıklıkta bloğumu beğeniyle seyrediyorum...

      Sil
  3. Blog'u çok seviyorum. Tam 6 yıldır yazıyorum. Blog yazmak bence muhteşem bir şey!!! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Kafa Dergi...
      Bu arada yeni kitabınız " Ters Düz" hayırlı olsun. Bu genç yaşınızda kitap sahibi olmak harika bir şey.....

      Sil
  4. İnsan her şeyden önce kendisi için yazmalıdır.
    İyi yazmanın biricik yolu budur.
    Gustave Flaubert

    YanıtlaSil
  5. Yazarken, düşünceler duyguların üzerinden akarak,telaşsızca dökülür beyaz sayfalara.Derler ki "daha güzel yazmanın sırlarından biri daha çok yazmaktır"Yani yazmaya devammm.

    YanıtlaSil
  6. Öyle güzel anlatmışsın ki insanın blog yazarlığı yapası geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haydi Jasmin, dene istersen....
      maivesarı benim arkadaşım, heves etti blog açtı....
      Darısı başına....

      Sil
  7. Ne güzel yazabilmeyi becerebilmek. Tebrikler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam teşekkür ederim, sayenizde başladım blog işine......

      Sil

.